Sabah, sokağa ilk adımı attığımda, nefret ettiğim kış-kıyameti iliklerime kadar hissederken, o coğrafyayı iyi bildiğimden, hem Sivaslı, hem Beşiktaşlı futbolculara acıma hissi doğdu içimde...
Karşılaşmanın çok kaliteli geçmeyeceğinin hesaplarını yaparken, ilk saniyelerde sol cenahtan Babel'in, yürek hoplatan hücumu ve hemen akabinde Pepe'nin gol olan ancak ofsayt düdüğüyle iptal edilen kafası sonrası 'Hoppaaa!' demişim... Demek ki, umduğum gibi geçmeyecekti maç... Durmadan 'gardını koruyan!' Sivas, Rybalka'nın sağ kroşesiyle öne geçmez mi? Oyunun şekli şemali değişiverdi, o andan itibaren... Yüzde olarak, Beşiktaş'ın topa daha fazla sahip olması... Babel ve Quaresma ile kanatlardan yüklenmesi sonucu, ezdikçe ezdiler Sivas'ı...
Talisca'nın düşürülüşü ve Cüneyt Çakır'ın penaltı noktasını göstermesi, verilen bu emeklerin karşılığıydı, bana göre... Kendi ikametlerinde, adamların kafasına kafasına vururken, çok iyi oynayan ve attığı penaltı golüyle takımını öne geçiren moralli bir Negredo'nun, iyi golcü Cenk'le değiştirilmesine, pek anlam veremedim doğrusu(!)
YÜREĞİNİ SAHAYA KOYDU
Atiba'ya kement atıp, Oğuzhan'ı içeri atan oyun zihniyetine de, asla basmadı kalın kafam(!) Haddini bilerek... Yüreğini sahaya koyarak... Tekmeye kafa uzatan Sivasspor, Tolgahan'ın inanılmaz kurtarışları neticesinde, Cyriac'ın da golüyle koydu üç puanı cebine Sivaaaas! Şimdi; Şenol Hocama sormalı! Geçen hafta kızdı, çevremdekiler.
Medel'in, çok top kazandığını, alnından öpülmesi gerektiğinden dem vurdular. Hiç bir asistini niye göremedik, dün akşam(!) Sağlı-Sollu ikamet eden ve inanılmaz iştahlı bir Quaresma, nasıl oyundan çıkarıldı? Böyle bir yeteneği, gücendirmenin, zamanı mı?
İnatla forma vermek istemediği Tolgay konusu, apayrı... Dün akşam kaybedilen maçın tek sorumlusu, oyuncu tercihlerini müthiş derece yanlış kullanan Şenol Hoca'dır! 'İktidar zehirlenmesi!' mi, desem? Yoksa, telaş mı? Yaa, ne gam! Ruhumu rahatlatayım, kutlayayım hak eden Sivaslılar'ı...