Doğrusu açık söyleyelim, Akhisarspor'un Süper Ligin en iyi kadrolarından birine sahip, en iyi futbolu oynayan takımlarından Başakşehir önünde puan veya puanlar alması doğrusu büyük başarı olurdu. Çünkü takımın gol silahı Selezynov da sorumsuz bir davranışla takımını 4 maç gibi uzun bir periyodda golcüsüz bırakınca yeşil-siyahlıların işi daha da zorlaşmıştı.
Elvis Manu bana göre forvet arkası hüviyetinde bir futbolcu. O'ndan Selezynov gibi top saklamasını, rakibi dağıtmasını ve gol atmasını beklemek fazla iyimserlik. Yine de golünü attı, görevini yaptı. Larsson'dan süratiyle randıman bekledik ama o da bekleneni veremedi. Akigoların o kaleci Fatih ve önündeki mükemmel defansı her zamanki gibi başarılıydı. Zaten Akhisar parlak başarılarını defansına ve kalecisine borçlu.
EMRE ÇIKTI, TEMPOSU DÜŞTÜ
Başakşehir maçın ilk bölümünde çok etkiliydi.
1-0 öne geçtikten sonra takımın beyni, takımı hedefe sürükleyen Emre Belözoğlu'nun sakatlanıp çıkması ev sahibi olumsuz etkiledi. Akhisarspor bundan yararlanarak ikinci yarıya fırtına gibi başladı, çok etkili ve galibiyeti hedefleyen bir futbol oynadı. Ama bu çaba 15 dakika sürdü, Başakşehir daha sonra oyunu dengeledi, Fenerbahçe'nin ısrarla istediği Edin Visca'nın gollük şutunda top direkten döndü. Daha sonra Emre'nin yerine oyuna giren Bajiç ve uzatma bölümünde Da Costa takımlarını net galibiyete götüren gollere imzalarını attılar. Başakşehir bu galibiyetle zirvedeki iddiasını korurken Akhisarspor'un transfer kapanmadan mutlaka bir golcü transfer etmeli. Bir tek Seleznyov'a güvenmek ve uzun Maratonu tek santrforla götürmek hayli riskli olur. Bu dün geceki maçta bir kez daha gözler önüne serildi. Akhisarspor, Başakşehir gibi sert bir rakip önünde kadro gücü ölçüsünde iyi futbol oynadı ama yine de puan alamadı.
Mücadelesini alkışlayalım da yönetimden son bir transfer hamlesi bekleyelim.