İlkyarı tatsız tuzsuz, varla yok arası futbol izledik…
M. Sivasspor, lider Beşiktaş karşısında orta sahayı sıkıştıran, kontratağa dayalı 4-5-1 düzeniyle oynadı. İşte böyle bir rakip karşısında siyah-beyazlı oyuncular üçüncü bölgede oluşan sıkışıklıkta kaybolup gittiler. Yine Oğuzhan ile Sosa durgundu, Kerim Frei ile Olcay Şahan kayıplardaydı. İsmail Köybaşı ile Beck'in bindirme anlarında hücum etkinliği oldu ama cılız kaldı.
Ligin son maçlarında olduğu gibi rakip takımlar Beşiktaş'ta savunmada en zayıf halka olarak Beck'i görüyor ve hücum tazelemelerini hep kartalın sol kanadına yapıyorlar. Bu maçta da böyle oldu. Ama M. Sivasspor gerçekten kötü oynuyor. Tehlikeli olacak bir atak yapmadıkları gibi, topu kaptırdıkları anda kendi sahalarına tüm oyuncularıyla birlikte beklemeye geçiyorlardı. Böylelikle top ve oyuncular dar alanlarda sıkıştıkça sıkıştılar. İlk kırkbeş dakika, taraftarların bir gol pozisyonu için zıplayamadığı anlarla geçmiş oldu.
İkinci yarının başlarında kör döğüşü gibi geçen maçın kırılma anını Frei becerdi! Kalabalık arasında attığı ara pasıyla Alman panzeri Gomez'i topla buluşturdu, zaten O'na da sadece ağlara yollamak kaldı. Böyle kendi sahasına gömülüp, rakibin hatasını bekleyerek, kontratakla golü bulmaya çalışan takımları ara paslarla bozabilirsiniz. Bu maçta da çilingirlik görevini Kerim Frei yaptı, öne geçen golün atılmasının baş mimarı oldu.
Golden sonra lider Beşiktaş'ın toparlandığını gördük. Şenol hoca bence Frei'yi çok erken çıkardı. Biraz daha bekleyebilirdi. Siyah-Beyazlıların kazandığı penaltıda karar doğruydu. Kazanılan ikinci golden sonra daha da rahatlayan kartallı oyuncular kontrolü tamamen ele geçirdiler.
Küme düşme hattındaki takımlarla oynamak çok zordur. Futbolcuları yüksek derecede direnç gösterir, sıkıntılı anlar yaşatırlar. Dün M. Sivasspor'da oynama canlılığını göremedik. Kaleci Tolga'ya iş düşmedi. Defans dörtlüsü iyi oynadı. Atiba, Gomez her zamanki gibi görevini yaptı.
Hakem Tolga Özkalfa müsabakaya etki edecek hatalar yapmadı. Düdükleri ve yer tutmaları iyiydi.