Gazetecilikte güven esastır. Ama bazı meslektaşlarım öyle haber yapıyorlar ki şaşıyorum.
Haber başlığı: Şenol Güneş sezon sonu bırakıyor. Büyük ihtimalle Başkan Fikret Orman da bırakacak.
Tabii hem Beşiktaş'tan hem de diğer gazetelerin muhabirlerinden yalanlamalar geldi.
Sosyal medyada haberi yapana kötü sözlerin, belaların bini bin para. Fenerbahçe maçının yarıda kalması, Galatasaray yenilgisiyle şampiyonluktan uzaklaşılması ortalığı bulandırdı ya. Habere gelirsek; Ya masa başında yazıldı altına kulübü izleyen muhabirin ismi imza olarak atıldı. Çok sık yapılan bir uygulamadır. Ya da dedikoduyu süslemiş. Ancak Şenol Güneş Beşiktaş'ın büyük değeri oldu; kumdan kale değil ki bu tarz haberle yıkılsın! Atalarımızın alakasız işlerle ilgili atasözünü hatırlatayım: Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı.
DERS ALABİLİR MİYİZ?
Arsene Wenger'i en azılı rakipleri alkışlayarak veda ettiler! Dile kolay Arsenal'in başında 22 yıl geçirdi. Ayrılacağını açıklayan Fransız hocaya, güzel bir veda töreni yapıldı. Nerede? En büyük rakibi Manchester United'in sahasında. Ve sıkın durun: Saha içinde durmadan tartıştığı rakipleri Alex Ferguson ile Mourinho alkışlayarak plaketle yolladı. Sporun centilmenlik ruhunu ne de güzel yaşatıyorlar.
Sahada ezeli rakip, saha dışında ebedi dost. Bizler Şenol hoca ya da Fatih Terim'in F.Bahçe Stadı'nda futbola yaptıkları hizmetlerden dolayı alkışlanarak yolcu edildiklerini görebilecek miyiz? Şu sporumuzda nefret dilini körükleyenleri bir yok edebilsek keşke.
ZORAKİ KAHRAMAN
Bursaspor son iki sezondur kötü rüya görüyor. Geçen yıl da küme düşmekten son anda kurtulmuşlardı. Fransız çalıştırıcı Le Guen yollandı, yerine antrenör Mustafa Er getirildi. Mustafa hoca da ateşten gömleği geçen sezon da giymiş, görevini yapmıştı. Anlayamadığım neden Mustafa hocayla devam etmediler?
İyi günde Mustafa hocaya güvenmeyenler, kötü günlerde kurtarıcı olarak sarılıyorlar.
Küme düşmemeye oynatan Le Guen'in cebine kaç milyon dolar girdi, zoraki kahraman Mustafa Er hocaya kaç lira ödenecek?
Bursaspor yönetimi bizi bir aydınlatsa.
CÜNEYT ÇAKIR
UEFA'nın en güvendiği Cüneyt Çakır, ülkemiz futbolseverine yaranamıyor maalesef. Yönettiği R. Madrid- B.Münih maçı son yıllarda izlediğim en heyecanlı ve çok süratli oynanan bir maçtı.
Sosyal medya, tv ve gazete yorumlarına bakıyorum herkes penaltı pozisyonuna takılmış, demediklerini bırakmıyorlar. Maç sonunda Jupp Heynckes ve Alman futbolcular, maçın zorluğunun hakem açısından da geçerli olduğunu kendi performansları yüzünden kaybettiklerini açıklayan cümleler kullandılar. Yani Almanlardan daha Almancı şekilde penaltı pozisyonuna kızanlara... Avrupa ve Dünya Kupası finallerinde düdük çalan Çakır ve ekibini bir kere de takdir edin artık.