FIFA'da ülke olarak bir basamak daha düşmüşüz... Son otuz yıldır, futbol piyasasında trilyonlar dönüyor.
Menajerler kazanıyor, teknik adamlar kazanıyor, futbolcular kazanıyor...
Yabancılara emekli futbolcu cenneti olduk, onlar kazanıyor. Ama kulüplerimiz batakta!
Milyonlarca döviz harcıyoruz. Takımlarımız Edirne'den öteye geçemiyor. Arada sırada turnuvalara katılabilirsek millilerle o kadar!
İşin ilginç yanı futbol kamuoyunda "Bu paralar nereye gidiyor?" diye hesabını soran yok?
YAZICI ÖRNEKTİR
Trabzonspor'a tonla para kazandırıp gitmişti Yusuf Yazıcı... Yaşı 23.
Fransız Lille takımında ilk sezonu suskundu. Ama Avrupalıda, bizde olmayan, sabır var... Öğretici, adapte edici sistemik çalışıyorlar.
Onlar oyuncudan her maç başarı beklemiyorlar.
Öncelik takım olmalarında. Avrupalı ne yapıyor? Yeteneği buluyor yatırım yapıyor. Daha iyi eğitiyor. Şimdi Yusuf'un şahlanışını bekliyorlar.
Avrupa kupası maçında S.
Prag'a karşı üç gol atarak sinyalleri verdi. Trabzon'da hamuru oluşturuldu, Lille
pişiriyor! Ve göreceksiniz üst düzey bir takıma gönderecekler büyük karla... Çünkü Yusuf'un yeteneği başka ama sol ayağı bambaşka!
Trabzonspor yeni gençler keşfetmekte durdu sanki...
Üç-dört yerliyle geçen sezona bakın. Onlarca yabancıyla şimdiki duruma. Ligde başarı istiyorsa özkaynaklarından vazgeçmemeli.
ÇAKIR'A KADAR BEKLERİZ
Cüneyt Çakır'ı seveni var, sevmeyeni de. Arada verdiği kararlarla ben de şaşırıyorum... Ancak, Dünya sporseverlerin bildiği tek Türk hakemi. Ülkemizde en kritik maçlarda MHK ona sarılıyor! Sanırım yaşı 43. Yani Avrupa sahnesinden inmesine dört yılı var.
Çakır'dan sonrası diye sorsanız Ali Palabıyık derler. O da 39 yaşında.
Diğer FIFA kokartlılara bir şey diyemiyorum. Ama MHK başındakileri 2 yılda bir değiştiriyor TFF. Gelen başkanlardan hangisi "Yeni Cüneytler yetiştirelim" adımını attı, bir türlü duyamadık. 'Cüneyt Çakır yaş haddinden emekli olunca ne yapar' diye düşündüm. Sanırım onu MHK başkanlığında göreceğiz. İnşaallah o elit hakem yetiştirme sistemine katkıda bulunur. Yoksa önümüzdeki elli yıl boyunca onun yönettiği maçlarla övünür dururuz!
BİR ÖNERİM VARBİR
Çocukluğumda. Gençliğimde, statlarda iki takım taraftarı olarak birarada maçlar izlerdik. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor maçları. Bu gözler bunu görmüştü.
Bu beden Fenerlisi, Cimbomlusu diğer bedenlerle birlikte yanyana maç izledi. Söz dalaşı dışında, öyle fiziksel kavgalar olmamıştı. Yaşı otuz aşağısı olanlara rakip taraftarla yanyana maç izlemek hayaldir! Ama elin İspanyoolanlara lu, Almanı, Fransızı becerebiliyor...
TFF'ye önerim; pandemiden dolayı seyircisiz oynanıyor maçlar. Bir karar alsınlar stadın yüzde onu diye, Sağlık Bilim Kurulu'yla da görüşsünler.
Kulüpler maça gidecek taraftarın kimler olacağına dair isimleri versin.
Yani seçici olsunlar. Taraftar yanyana izlesin. Olur mu olmaz mı görürüz.
Ama niye olmasın?