Maç başlamadan birkaç saat önce Göztepe adına gerçek bir şok yaşadık. Yasin'in son ısınma idmanında sakatlandığı haberi geldi. Bu kaçıncı sakatlık. Beto, Castro ve Titi de son anda sakatlanıp takımlarındaki yerlerini alamamışlardı.
Sanırım Göztepe gibi talihsiz takım dünyada pek az. Kurban kesmeli bu şanssızlığı yenebilmek için. Ama Göztepe son maçlardaki kısmetsizliğini, golsüzlüğünü kırabilmek için andiçmişti. Kime forma verilirse verilsin, Ankaragücü maçı ne olursa olsun kazanılacaktı. Göz-Gözler hem Malatyaspor maçından sabıkalı hakem Özgür Yankaya'yı yendiler, hem de başkent ekibini. Yankaya yine yapacağını yaptı, Jerome'nin rakipten gelen topla attığı nefis golü ofsayt kararıyla iptal etti. VAR sistemi Göztepe için geçerli değil galiba.
Yankaya golü iptal ederken VAR'a gitmeye bile gerek duymadı. Burada bir eksikliğe değinmek isterim. Beto Göztepe'nin en değerli oyuncusu ama Türkiye'de yabancıdan kaptan olmaz. Kaleden kopacak da hangi lisanla takımın hakkını savunacak.
Ağlamayan çocuğa meme vermiyorlar.
TEHLİKEYİ ATLATTI
A.Gücü maçının Kayseri'de oynanması Göztepe için şanstı. Çünkü sarı-kırmızılılar tarafsız sahada Ankara'da oynayacaklarının iki misli randıman verdiler. Göztepe ikinci yarıda sergilediği mükemmel futboluyla Ankaragücü'nü farklı yenerek tehlikeli bölgeden bana göre tamamen sıyrıldı.
Jerome kapıyı açtı, Göztepe'nin çocuğu Halil ikinci gole imza atarak haftalar süren şanssızlığına son verdi. Gouffran'ın 3.gole adını yazdırması, "Kötüydü, iyiye gidişinin bir işareti bu" dedirtti. Orta sahada Castro ve Poko sahayı adeta parsellediler, önemli ataklarda sorumluluk aldılar, Borges de, "Bana bu takımda yer var" mesajları dağıttı.
Alpaslan ve Berkan sırıtmadı. 22 puan Göztepe'nin ilk yarı karnesi için "Pekiyi".
Devre arasında birkaç nokta transferle yine tüm takımların korkulu rüyası olur.
Avrupa'dan sözetmek uğursuz geliyor ama bakarsınız neticeler oraya bile götürebilir.