Galibiyet ya da kazanmak inanmaktan geçer. Göztepe dün farklı yenebileceği Antalyaspor önünde maça ürkek bir şekilde, rakibinin üzerine üzerine gelmesine imkan vererek, oyalama taktiğiyle başladı, golü yedikten sonra benliğine kavuştu, üstün oynadı, maçı ikinci yarıda tek kaleye çevirdi, inanılmaz goller kaçırdı. Yasin'e sezon başından beri hepimiz sarıldık, moral verdik, attığı gollerle baştacı yaptık. Ama Yasin'de haftalardır gözle görülen bir düşüş var. Dün bomboş durumda kaçırdığı gollerle saçbaş yoldurdu, asist yapsa gol olacak, vermiyor.
Kötü oynayan bir futbolcu ismi ne olursa olsun kenara alınabilir. Bayram Bektaş'ın, Yasin'in bu durumunu gördükten sonra nasıl tahammül ettiğini anlayamadık. Cikalleshi'yi alabilir, o'ndan randıman alabilirdi belki. Jerome da kafayla rahat gol yapabilecek pozisyonu inanılmaz şekilde harcadı.
Halil Akbunar Göztepe'nin en güvendiği adamlardan biri de sözleşmesinin uzatılması gündeme geldiğinden beri "Göztepe'nin çocuğu Halil'i arıyor" gözlerimiz özlemle.
TRANSFERDE YANLIŞLAR
Göztepe'nin yaşadığı defans sorunları transferdeki yanlışları da gözler önüne serdi. Transfer yapılırken her mevkinin bir yedeği saptanır, sakatlık ve cezalar başa gelirse alternatiflere yer verilir. Bir takımın defansının tamamının sakat ve cezalı duruma düşmesi gibi talihsizlik maalesef Göztepe'nin başına geldi. Gassama yok, kimi oynatırsın, orta saha Tayfur'u çekiyorsun çaresizlikten. Titi gibi formda adam yok, yerine haftalardır çıldırtan Reis ve sakatlıktan yeni çıkan Kadu oynuyor göbekte, niye Grillo'ya şans vermiyorsun?
Yine yapacak başka bir şey yok. Traore'nin yerine genç Berkan ne kadar oynarsa zaten kabulümüz. Antalyaspor maçı kaybedildi, yazık oldu. Şimdi Sivas deplasmanı var sırada. Aman dikkat; Avrupa'ya gidelim derken ligde sıkıntı yaşamayalım.