‘Birçok rolüm var ama önceliğim annelik’

Cemiyet hayatının içinde bulunan ancak çocukları ve işi nedeniyle davetlere vakit ayıramayan Saffet Gözlükaya, "Kariyer mi, annelik mi" sorusunu yanıtladı

RÖPORTAJ: KAHRAMAN DURAK
İzmir'in ünlü mimarlarından Saffet Gözlükaya, mesleğindeki başarısı ve yoğun iş temposunun yanında aynı zamanda Bora ve Damla isminde iki çocuk annesi. Dokuz Eylül Üniversitesi mimarlık bölümü mezunu olan Saffet Hanım eşi Ahmet Gözlükaya ile birlikte Apre Desing Group'un kurucusu. Gözlükaya, çocuklarının baş harflerini taşıyan ve Türkiye'de çok az bulunan tasarım mobilya 'Boda' markası ile de İzmir'in adını yurtdışında duyuran bir işkadını. Cemiyet hayatının içinde bulunan ancak çocukları ve işi nedeniyle davetlere vakit ayıramayan Gözlükaya 'Kariyer mi, annelik mi" sorusuna bakın nasıl cevap veriyor.
* Sizi farklı kılan nedir?
- Biz eşim ve ekibimizle birlikte otel konsepti üzerine uzmanlaşmış bir kuruluş ve mimarlarız. Bir otelin A'dan Z'ye tüm projesini yapar ve müşteriye teslim ederiz. İstanbul, Antalya, Marmaris ve Ege Bölgesi'nde onlarca otel projesine imza attık, bu konuda tekiz diyebilirim. Bir de çocuklarımızın isimlerinden esinlendiğiniz özel tasarım mobilya markamız Bora'nın Bo'su Damla'nın Da'sı 'Boda' var. Özgün tasarımlarla uluslararası tasarım yarışmaları ve fuarlarına katılıyoruz. Boda ismi tesadüf oldu ancak İspanyolca'da evlilik ve Anglasakson dilinde yeni hareket öncüsü anlamına geliyor.
* İşleriniz yoğun, peki iki çocuğa annelik zor olmuyor mu?
- Bora 12, Damla 6 yaşında. İkisi de Işıkkent Eğitim Kampusü'nde okuyor. Aslına bakarsanız çok zor. Ancak iyi bir anne olmaya çalışırsanız zor. Çünkü ben onlarla kahvaltı yapmadan ve sofralarını hazırlamadan güne başlamam. Eşim iş seyahatleri nedeniyle arada bizden uzak kalıyor, ben bu durumda çocuklarımla ilgili oluyorum.
* Bu kadar organizasyonu nasıl düzgünce idare edebiliyorsunuz?
- Not defterlerim var. İşle ilgili olanların haricinde, Damla ve Bora için not defterleri, spor, oyun, ders, tatil, arkadaşları ile bir araya gelecekleri günler yani her birini ayrı not defterleri ile takvime döküyorum.
* Neden bu kadar çok çalışıyorsunuz peki?
- Hala üretebiliyor ve çocuklarımla ilgilenebiliyorum. Onların da iyi bir geleceği olsun diye mücadele ediyoruz diyebilirim. Ben anneyim, çocuklarım için en iyisini istiyorum. Gelecek planının yanı sıra eşim Ahmet ve benim gibi çalışkan ve üreten insan olmalarını da istiyorum.
Kutsal bir vazife
* Bu yoğun tempo nedeniyle anne çocuk ilişkisinde bir şeyler ıskaladığınızı düşünüyor musunuz?

- Ben çocuklarıma ve çevreme dürüstüm. Başta da konuştuğum gibi birçok rolüm var ama önceliğim annelik. Bu rollerin dışında gösteriş yapma ya da başka insanlara birşeyler ispatlama çabam yok. Bu programlama düzgün olunca ıskalamalar az oluyor. Ama bazen onlarla daha çok vakit geçirmem gerektiğini düşündüğüm oluyor, içim cız etmiyor değil.
* Anne olmak özel bir şey, değil mi?
- Olmaz mı, ne demek. Bora tekken isteklerini tahmin edebiliyordum. Damla doğduktan sonra vakit ve ilgi ikiye bölündü. Gece onları yatırırken her ikisinin de odasında eşit zamanlar geçiriyorum. Birini bir fazla öptüysem boşver deyip de diğerini eksik öpmem, içim erir. Biz çocukları kendimiz için dünyaya getirmiyoruz, çok kutsal vazifeyi yerine getiriyoruz. Evlatlarıma en iyisini sunmak zorundayım, onlar hayatın devamını temsil ediyor. Annelik paha biçilmez birşey.
* Kariyer mi, annelik mi?
- Aslında ben bu ayrıma karşıyım. Çünkü anne olup kariyer sahibi de olunabilir. Bakın, anne olduğunuzda önceliğiniz elbette çocuklarınız oluyor. Bu doğanın kanunu; bebekken emzirme, büyüdüklerinde mama, sağlık kontrolleri derken geleneksel bir aileden geliyorsanız çocuklarınızın önüne kimse geçemez zaten. Kariyer yolculuğunuzda hızınızı biraz azaltırsanız hem iyi bir anne hem de işkadını olabilirsiniz.
Paha biçilmez duygular
* Çocuklarınızla yaşadığınız hangi diyalog sizi çok duygulandırdı?

- Duygu'ya hamileydim. Televizyonda Penelope Cruz'un bir filmini izliyorduk. Cruz çok şık bir gecelik giymişti. Ben de öyle bakıyordum karnım burnumda, Bora döndü, gayet içten 'anneciğim sen ondan çok daha güzelsin' dedi. Anne olmanın ne kadar kutsal birşey olduğunu o zaman daha iyi anladım. Duygu ise bu sabah yaptığı resmi gizlice çantama koymuş, işe gelip çantamı açınca gördüm, duvara astım. Bunlar paha biçilmez duygular.
'Anneme hep ütü alırdık'
* Sizin annenizle unutamadığınız bir anınız var mı?

- Çok var ama anneme her anneler gününde ütü alırdık. Çünkü ütüler hep bozulurdu, bugün olduğu gibi. Ağabeyim, babam ütüyü paket yapıp bana verirlerdi, ben de ütüyü anneme hediye ederdim, şiir okur ağlardım. Annem çok özel bir kadındır.

'Doğaüstü bir olay'

* Son olarak anneliği tanımlar mısınız?

- Hiç bir başarı, dünyevi doygunluk, zevk ve ego annelik duygusu ile yarışamaz. Bir çocuğu, bir hayatı dünyaya getirmek muhteşem birşey. Doğaüstü bir olay, yaşanmadan anlaşılacak birşey değil, olağanüstü bir duygu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.