Kemal Kılıçdaroğlu bunu da yaptı.
Cemaat ile işbirliğinden sonra, dün medyaya 'Bozkurt' işareti yapan görüntüleri de düştü.
Pensilvanya ile işbirliği yapan Atatürkçü kimliğinden sonra, ülkücü solcu görüntüsüyle oportünist imajını pekiştirdi. Tamamladı.
Hayırlı uğurlu olsun.
Belki iktidar olurum umuduyla, Mustafa Sarıgül'e, "Fethullah Gülen'e haksızlık yapıldı", sözlerini söyleten CHP, artık tefessüh etmiş bir partidir. Ve verdiği mesaj açıkça şudur: Yok olmamak için Cemaat ile işbirliği yapmaya ve 'Dersimli ülkücü' bir lider sunmaya mecburuz.
Peki şu soruyu sormaya ne dersiniz?
Olacak iş değil ya, velev ki CHP başarılı oldu? O zaman nasıl bir Türkiye ile karşı karşıya olacağız?
İktidar rüyası uğruna Cemaat ile işbirliği yapan bir CHP, Türkiye'yi yönetmeye tek başına muktedir değildir.
Demek ki CHP, kaza ile iktidar olsa Türkiye'yi Cemaatçi kadrolarla yönetecek demektir.
Hiç tartışması yok.
Bu Türkiye'ye Atatürkçüler eli ile şeriat yönetimi getirilmesi anlamına gelir.
CHP, bu haliyle, Türkiye'ye batıya göbekten bağlı bir kukla şeriat yönetimi getirebilecek yolun taşlarını döşüyor.
Tıpkı ülkesinin dışındaki Humeyni'nin dönüşüne zemin hazırlayan ve İran İslam Devrimi'ne en büyük desteği veren İranlı Sol Partiler gibi...
Atatürkçüler duygusal insanlardır. Ve anlamak gerek, biraz da öfkeliler... Ama kimse kusura bakmasın, Atatürkçüler, Erdoğan'a karşı olan duyguları kullanılarak, ülkeyi Gülenistleştirecek kadar ahmak insanlar değil.
AK Parti seküler, Cemaat islamcı
Cemaat ince bir taktik yürütüyor. AK Parti'yi 'siyasal islamcı' olmakla suçluyor.
Oysa AK Parti, Türkiye'yi bir dinsel Cemaat'in ele geçirmesine karşı direnen ve seküler cephede yer alan tek parti.
Cemaat ise, devlette yerleşmiş, yuvalanmış, siyasi ve bürokratik kararları İmam'ın talimatlarına göre alan, bire bir İslamcı bir hareket.
Bu hareket şimdi CHP'yi destekliyor ve CHP için oy istiyor.
Kendimize gelelim...
Atatürkçüler ne yapacak?
Türkiye'nin batıya esir, müstemleke bir şeriat ülkesi olmasının önünde iki güç duruyordu:
Atatürkçüler ve dindarlar...
Kavgalı bu iki kardeş, Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi, ülkenin tehlikeli olduğu her anda bir araya gelirdi.
Bu yüzden ikisi de klonlandı.
Önce batıya göbekten bağlı İslamcılar üretildi...
Sonra bu İslamcılar, batıya göbekten bağlı bir sahte Atatürkçü modeli ile ittifak ettirildi.
İşte bu hal ve koşullar içerisinde gerçek Atatürkçülerin; deyim yerindeyse 'fabrika ayarlarına' dönmesi, Kurtuluş Savaşı'ndaki pozisyonu alması kaçınılmazdır.
Türkiye'nin bu günkü şartlarında, gerçek Atatürkçüler'in yeri, CHP'nin tam karşıdır.
