İsrail'in Suriye yayılmacılığına ve Yunanistan'ın Ege-Doğu Akdeniz sözde haritalarına karşı, Türkiye gerekli açıklamaları yaparken, etkili planlarını da güncelliyor.
Önceki hafta, Türkiye ile Yeni Suriye yönetiminin ortaklaşa hareket ettiği bir sırada Suriye'nin bazı bölgelerini işgal etme tezgahları kuran Siyonist Netenyahu ordusu ile çatışma noktasına gelinmişti. Suriye Golan Tepelerini işgal eden, bugünkü belirsizlik ortamını kullanarak fiili sınırlarını Şam'ın 20 kilometre yakınlarına kadar yayan Siyonist Netenyahu önceki gün, kabadayı edasıyla Suriye'de yeni tezgahlara soyundu.
Türkiye, Suriye yeni yönetimi ile askeri işbirliği yaparak, gerek DEAŞ'la mücadele gerekse Suriye güvenlik ve istihbarat elemanlarının eğitimi için üs bölgeleri araştırırken, İsrail savaş uçakları Türkiye'nin seçilmesi muhtemel T4-Palmira alanlarını küstahça bombalamıştı.
LOBİLERİN YALANI
Kritik gelişmeler üzerine Can kardeşlerimiz İlham Aliyev- Azerbaycan'ın inisiyatif alması üzerine Türkiye ile İsrail Bakü'de masaya oturmuş, müzakerelerde, "çatışmasızlık mekanizma merkezi kurulması" görüşülmüştü.
Amerika ve Avrupa'daki Siyonist lobilerin, bu olayı İsrail ile Türkiye ilişkileri normalleşiyor, kara propagandasına çevirdikleri gözlendi. Erdoğan Türkiye'nin İsrail'in Gazze soykırımına en sert eleştirileri yaptığı, Siyonist İsrail'in gaddarlığına karşı küresel vicdan hareketi yürüttüğü bir süreçte, İsrail lobilerinin, normalleşmeden bahsetmeleri yalandı.
Türkiye, Siyonist Netenyahu katilinin oyunlarına karşı gardını aldı. Erdoğan tokadı atıldı. Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Suriye'ye yönelik Türkiye ile İsrail arasında yürütülen çatışmasızlık mekanizmasının bir normalleşme olmadığı vurgulandı.
"Suriye'de istenmeyen olayların yaşanmaması için bir çatışmasızlık mekanizması kurulması konusunda Azerbaycan'da ilk teknik görüşme yapıldığı" açıklandı. Hatırlayalım. Siyonist Netenyahu'nun yayılmacı kirli planlarına en sert tepkiyi Başkan Erdoğan, TBMM'de geleceği çok iyi okuyarak 6 ay önce gayet net ve açık vermişti.
İSRAİL'İN HAYALİ
Tarih: 1 Ekim 2024.
TBMM'nin yeni yasama yılını açılış konuşmasında, Erdoğan, İsrail'e sarsıcı uyarıda bulunmuştu:
"Vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır! Netanyahu hayallerine Anadolu'yu da katıyor... İsrail'in saldırganlığı, Türkiye'yi de içine almaktadır...
Bedeli ne olursa olsun Türkiye, İsrail'in karşısında durmaya devam edecek, bir insanlık cephesinin kurulması için elinden geleni yapacaktır!" Evet. O tarihlerde, İsrail'in eli kanlı Başbakanı Netanyahu, Suriye'yi bölmeyi, Tevrat'tan aldığı referansla M.Ö.
3000'de Davut Peygamber'in açtığını savunduğu Davut Yolu'nu yeniden inşa etmeyi hedefliyor. PKK uydu kantonlarını Akdeniz'e bağlamak istiyor, Suriye-İsrail sınırından başlayıp Türkiye'ye komşu Kamışlı'ya, Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu bölgesine kadar yayılma rüyaları görüyordu. Suriye'nin güneyinde Dürzi grupları, kuzeyde ise PKK-YPG-SDG çapulcularını ayrılıkçı emellere teşvik ediyordu.
8 Kasım'da Suriye'de Baas rejimi devrildi, Başkan Erdoğan'ın ilmek ilmek ördüğü mimari ile devrildi, Türkiye-Suriye birliği gerçekleşti. Bu olay, Siyonist Netenyahu'ya büyük tokat oldu.
Bugün, Siyonist Netenyahu, Suriye'de küstahça adım attığı anda karşısında, Başkan Erdoğan-Türkiye'yi buluyor. Uykuları kaçıyor.
Hayallerinin boş olmasından ruhu kuruyor. Bir baktık, koşarak Amerika'ya giden katil Netenyahu, Başkan Erdoğan-Türkiye'yi şikâyet etti.
ORTAK MEKANİZMA
ABD Başkanı Trump'tan devreye girmesi için yardım istemiş, Trump ise soykırımcı Netanyahu'ya, "Makûl olmasını" tembihlemiş ve Türkiye ile sorun yaşarsa, önce kendisi ile temas kurmasını söylemiş. Nusuh ile uslanmayanın hakkı kötektir. Bu atasözümüzü Siyonist Netenyahu'ya bir kez daha hatırlatırız.
Suriye'de çatışmasızlık mekanizması, Türkiye ile İsrail'in normalleşmesi değildir. Erdoğan liderliğindeki Türkiye, Türk ve İsrail savaş uçaklarını açıktan it dalaşına sokacak, tetiğe basmayı gerektirecek gerginlikten kaçındığını açıklamakla birlikte bu duruşunun zafiyet gibi yorumlanmasına da fırsat tanımayacağını ilân ediyor. İsrail'in tahriklerine rağmen Suriye sahasında, iki ülke hava unsurlarının "ateş açma" noktasına gelmemiş olması, Ankara açısından yarına dair açık garanti içermiyor.
Suriye'nin toprak bütünlüğü ve güvenlik-istikrarı Türkiye'nin bekasını doğrudan ilgilendiriyor.
Önceki ay da, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın mekik diplomasisi ile gerçekleştirdiği, Türkiye- Suriye-Irak-Lübnan-Ürdün arasında kurulmakta olan ortak mekanizma, DEAŞ'ın hortlamamasını, El Hol Kampı'nın Şam tarafından kontrol altına alınmasını organize edecek. Siyonist Netenyahu'nun, Trump'ın makul ol talimatına uyup uymamasını göreceğiz. Uymazsa ne olur? Hazırlanmış planların detayını bilmiyoruz ama kendisi için dikkatli olmasını gerektiriyor.
MSB'DEN AÇIKLAMA
Yunanistan tarafından duyurulan, "Deniz Mekânsal Planlaması" ile ilgili soruları yanıtlayan Millî Savunma Bakanlığı kaynakları, şunları söyledi: "Yunanistan tarafından son dönemde kamuoyuna duyurulan 'Deniz Mekânsal Planlaması' çerçevesinde Doğu Akdeniz ve Ege Denizi'ne yönelik bazı hukuki dayanağı bulunmayan ve uluslararası hukuka aykırı girişimler tarafımızca dikkatle izlenmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerimizin korunması yönündeki kararlılığımız tamdır.
Yunanistan'ın deniz yetki alanlarıyla ilgili olarak tek taraflı olarak gerçekleştirdiği bu tür planlamalar, uluslararası hukuka aykırıdır. Türkiye, bölgede adil, hakkaniyetli ve uluslararası hukuk ilkelerine uygun bir deniz yetki paylaşımının ancak karşılıklı diyalog ve iyi niyet çerçevesinde mümkün olabileceğini savunmaktadır.
Yunanistan'ın mevcut anlaşmazlıkları göz ardı eden ve Türk tarafının haklarını ihlal eden tek yanlı tasarrufları, iddiaları ve açıklamaları kabul edilemez. Bu açıklamalar, ülkemiz açısından hiçbir hukuki sonuç doğurmamaktadır." Millî Savunma Bakanlığı kaynakları, Yunanistan Genelkurmay Başkanı Dimitrios Hupis'in, "Türkiye'ye 5 dakika içinde müdahale etmeye hazırız" şeklindeki sözlerinin sorulması üzerine, "Gerçekliğine kendilerinin dahi inanmadığı, kendilerini gülünç duruma düşüren açıklamalara cevap vermemizi beklemeyin" dediler.
SONUÇ
ATALARIMIZIN manalı sözü hep aklımızda: Hazır ol garbe, ister isen sulhu salah... Türk Silahlı Kuvvetleri, Mavi Vatan anlayışı doğrultusunda, Türkiye'nin deniz yetki alanlarında her türlü hak ve menfaatini korumaya yönelik görevini azim ve kararlılıkla sürdürmektedir.
Bu çerçevede, bölgedeki gelişmeler yakından takip edilmekte, ihtiyaç duyulması hâlinde gerekli tedbirler ivedilikle alınmaktadır. NOKTA.
