• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
İran dengeledi Netanyahu ağladı

BÜLENT ERANDAÇ

İran dengeledi Netanyahu ağladı

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 17 Haziran 2025

İsrail saldırganlığının Gazze- Lübnan, Yemen- Suriye'den sonra İran'a yönelmesini BÖLGESEL SAVAŞ RİSKİ hatta daha ileri gidilirse ABD Avrupa'nın İsrail yanında, Rusya-Çin'in İran yanında yer almaları bağlamında, KÜRESEL SAVAŞ riski olarak değerlendiren Başkan Recep Tayyip Erdoğan- Türkiye BARIŞ DİPLOMASİSİNİ hızlandırdı. Savaşın dördüncü günü Başkan Erdoğan'ın İranİsrail savaşının durdurulması için ABD Başkanı DONALD TRUMP ve İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan ile 2. DEFA görüşmesi çok önemli gelişme olarak değerlendirildi. Başkan Erdoğan'ın, bir taraftan Trump ve Pezeşkiyan ile iki defa görüşmesi, diğer taraftan Katar ve Umman'ın özellikle devreye girmelerini sağladığı ifade edilirken, Amerika ve İran'ın MASAYA OTURMA ŞANSINI artırdığı hissediliyor.

GERGİN SAVAŞTA 4. GÜN SONUCU
Erdoğan'ın temasları sonrası, özellikle savaşın, Hürmüz Boğazı'ndan petrol ve gaz çıkışında çok sıkıntıya sokması riski üzerine KATAR VE UMMAN'IN DA İran ve İsrail ile arka kapı görüşmelerine hız verdikleri belirtiliyor. Başkan Erdoğan bugün dünyada BARIŞ DİPLOMASİSİ tecrübesiyle ABD ile İran arasında, UMMAN VEYA İSTANBUL MASASI kurulmasını sağlayacak ARABULUCU olmuş görünüyor. İRAN TOPARLANDI, İSRAİ AĞLAMAYA BAŞLADI. İsrail'in çok yönlü operasyonları karşısında İran'ın ilk etapta verdiği sınırlı askeri cevapla yetinmedi. Çünkü gafil avlanmış, 20'ye yakın ordu ve devrim generalini kaybetmişti.
18 saat çektiler. Yeni komutanlarla İran toparlanır toparlanmaz yeniden harekete geçti.
Süpersonik füzelerle saldırmaya başladı. Katil Netanyahu, ABD Başkanı Trump'a mektup yazdı, 'devreye tam girin' diye yalvardı.
Bunlar ne demek? Katil Netanyahu, ordusu olmayan, füzeleri bulunmayan masum Filistinleri gaddarca şehit ediyordu, Lübnan'a saldırıyordu, boşluktan yararlanarak yeni kurulmuş Suriye yönetiminin dağınık ordularını bombalıyordu.
Amerika, İngiltere ve Avrupa'ya güvenerek, ARZ-1 MEVUD RÜ- YALARI görüyordu. Fakat İran gafil avlanıp, 18 saat sustuktan sonra harekete geçince ilerlemiş teknolojik süpersonik füzeleriyle Hayfa'yı, Tel Aviv'i ve Kudüs'ü sarsmaya başlayınca, ABD ile beraber kurdukları DEMİR KUBBELERİ delinince, gerçek savaşla karşılaştılar. Paniklediler.
Şaşkına döndüler. Netanyahu ağlamaya başladı. Belli oldu ki İran'ın stoklanmış süpersonik füzeleri karşısında İsrail uzun zaman dayanamayacak.

ASKERİ GÜÇ KAYDIRIYOR
İngiltere Başbakanı Starmer, G7 Zirvesi için Kanada'ya giderken konuştu, Orta Doğu'daki gelişmelerin çok hızlı yaşandığını kaydedere "Jetler de dahil olmak üzere bölgeye varlıklarımızı taşıyoruz. Bu tamamen bölge genelinde olası durumlarda destek amaçlıdır. Sürekli olarak verdiğimiz mesaj tansiyonun düşürülmesi yönündedir" dedi.
Starmer, Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede İsrail'in güvenliğini de ele aldıklarını belirterek, "İngiltere'nin İran'ın nükleer programıyla ilgili uzun süredir devam eden bir endişesi var" diye konuştu. İngiliz uçaklarının geçen sene olduğu gibi İsrail'i korumak amacıyla İran dronlarına karşı havalanıp havalanmayacağı yönündeki soruyu yanıtlamayan Starmer'ın cevapsız bıraktığı bir diğer soru ise ABD'nin İsrail'in İran'a yönelik saldırıları konusunda İngiltere'ye bilgi verip vermediği oldu.
Starmer bu konuda, "Hangi bilgilere sahip olduğumuzu söylemeyeceğim ancak müttefiklerimizle bu konuları detaylı olarak tartışıyoruz. Müttefiklerimizle ve ABD ile aramızda sürekli bir bilgi akışı var" ifadelerini kullandı.
İngiltere'nın Kıbrıs'ta iki askeri üssü var. Halihazırda burada bulunan F-35 ve RAF jetleri ve yakıt ikmal uçaklarına ek olarak yeni uçakların gönderileceğini kaydetti. Starmer, Orta Doğu'ya gönderilecek ilave uçaklarla ilgili hazırlıkların, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından dün başlatıldığını açıkladı. İngiliz donanması gemileri de Hürmüz Boğazı girişinde, Amerikan Donanması ile beraber hareket ediyor. EN KÖTÜ SENARYOLARDAN BİRİSİ.

İRAN KAPATILIRSA NE OLUR?
Hürmüz Boğazı kapatılırsa ne olur? İsrail-İran savaşı durdurulamadığı takdirde, Hürmüz Boğazı'nı kapatma ihtimali, dünya piyasalarını alarma geçirdi.
Hürmüz Boğazı, Ortadoğu'daki petrol üreticisi ülkelerin Asya, Avrupa, Kuzey Amerika ve ötesine ikmal yaptığı kritik bir güzergâh. Hürmüz Boğazı, Basra Körfezi ile Umman Körfezi'ni birbirine bağlayan ve İran'la Umman'ı ayıran kritik bir geçit. Boğazın en dar noktası yalnızca 33 kilometre; gemi trafiği için ayrılan her iki yön ise sadece 3'er kilometre genişliğinde.
Bu dar yapı, boğazı olası bir çatışmada son derece savunmasız ve stratejik kılıyor. Boğaz, dünya enerji ticaretinin kalbinde yer alıyor. Küresel petrol tüketiminin yaklaşık yüzde 20'si, yani günde 20 milyon varile yakın petrol bu boğazdan geçiyor.
Suudi Arabistan, Katar, İran, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi büyük üreticilerin ihracat rotası Hürmüz üzerinden işliyor. Katar'ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatının da neredeyse tamamı yine bu boğazdan geçiyor. Alternatif bir deniz rotası bulunmaması, bu hattı daha da kritik hâle getiriyor. Başkan Erdoğan da İran, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri Başkanları ile telefonla önemli görüşmeler yaptıktan sonra, ABD Başkanı Trump'ı aradığını da bir kenara yazmalıyız.İran Devrim Muhafızları Komutanı ve Parlamento Ulusal Güvenlik Komisyonu Üyesi Orgeneral Esmail Kowsari'nin boğazı kapatmayı ciddi şekilde düşündüklerını söylemesi, paniği tetikledi. Eğer bu gerçekleşirse, küresel petrol arzı ciddi şekilde sekteye uğrayabilir. JP Morgan'ın Haziran 2025 tarihli değerlendirmesine göre, boğazın kapanması durumunda petrol fiyatları varil başına 120-130 dolar aralığına fırlayabilir.

SONUÇ
İRAN gerçekten Hürmüz Boğazı'nı kapatabilir mi? Askeri ve teknolojik kapasitesi göz önünde bulundurulduğunda İran'ın boğazı geçici süreyle bloke edebilme potansiyeli var. Lakin Hürmüz'ü çok kullanan Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Umman, Bahreyn ile ilk aşamada karşı karşıya gelmemek için dikkatli davranır.
Ayrıca, İran, Hürmüzü kapatırsa, ABD, İngiltere başta olmak üzere Batı ülkelerinin doğrudan müdahalesini de beraberinde getirebilir.
ABD'nin Bahreyn'deki 5. Filosu'nun Hürmüz'de sürekli askeri varlık göstermesi, Washington'un bu boğazı geçilmez saydığını gösteriyor. Ayrıca, İran'ın yanında saf tutan küresel güç ÇİN, enerjisinin büyük bölümünü Hürmüz'den aldığından, göstereceği tavır yeni gelişmeleri tetikleyebilir. İran'ın boğazı bir koz olarak elinde tutmayı, topyekûn kapatmadan da küresel ekonomi üzerinde baskı kurmayı tercih edeceği değerlendiriliyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.