Siyonistsoykırımcı Netanyahu İsrail'in İran'a saldırmaya başladığı 13 Haziran'da İran'ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi. Perşembe gününden itibaren İsrail, saldırıların haftalarca sürebileceğini belirtirken Netanyahu İran halkına rejime ve yöneticilerine karşı ayaklanma çağrısı yaptı. O sırada Tahran süpersonik füzelerle karşılık veriyordu. Yükselen tansiyon durdurulamadığı takdirde, bölgedeki diğer aktörler ve arkasında saflaşan küresel güçlerin içine sürüklenebileceği bir BÜYÜK SAVAŞ ihtimaline dair endişeleri artırıyordu.
SAVAŞTA GERGİN YÜKSELİŞ
Netanyahu'nun, ilk saldırıları başlatırken, daha da ileri giderek İran'ın askeri tesislerin ötesine geçerek Petrol tesislerine, su depolarına, hava ve deniz limanlarına yönelmesi, İran'ın da aynen karşılık vermesi sonucu İRAN-İSRAİL SAVAŞI EN KÖTÜ SENARYOLARI GÜNDEME TAŞIDI. Nitekim, farklı açıklamalar yapan ABD Başkanı Trump ve Çin'in Cumartesi gecesi yaşanan gelişmeler üzerine yaptığı çok sert açıklamalar RİSKİN BÜYÜDÜĞÜNÜ gösterdi. İran'ın arkasında saflammış olan Rusya ve Çin'de sesini yükseltti. Putin, Trump'ı aradı, savaşın durdurulmasını, İsrail üzerinde etkin rol göstermesini istedi. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarının potansiyel olarak felaketle sonuçlanabilecek tehlikeli bir emsal oluşturduğunu söyledi. Yi, "İsrail'in eylemleri, BM Şartı'nın amaç ve ilkeleri ile uluslararası ilişkilerin temel normlarını ciddi şekilde ihlal etmiştir. Özellikle İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırılar, felaketle sonuçlanabilecek tehlikeli bir emsal oluşturmuştur" dedi.
ERDOĞAN-TRUMP-PUTİN
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, güvenlik zirvesi toplantılarıyla, İsrail'in İran'a saldırısı sonrası bölgedeki hareketliliği yakından takip ediyordu. Başkan Erdoğan Cumartesi günü, bölgesel savaş riskini görerek diplomatik temaslarını arttırdı. Erdoğan, bölgesel savaş riskinin en aza indirilmesini, karşılıklı askeri operasyonların durdurulmasını isterken İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman, Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet EsŞara ile telefonla görüştükten sonra Trump'la da derinlikli fikir görüşünde bulundu. Başkan Erdoğan, bölgenin yeni bir krize tahammülünün olmadığına, çıkabilecek yıkıcı bir savaşın tüm bölge ülkelerine yönelik düzensiz göç dalgaları oluşturabileceğine ve İsrail'in durdurulması gerektiğine vurgu yaptı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Cumhurbaşkanımız, uluslararası camianın Filistin'deki işgal ve soykırıma göz yummasının İsrail'i bu hukuk tanımaz ve saldırgan noktaya getirdiğini, ABD ile İran arasındaki nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışının sürdüğü bir dönemde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalama amacını taşıdığını, nükleer sızıntıya neden olan saldırıların İsrail'in bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti."
DURDURULAMAZSA NELER OLUR?
Cumartesi gecesi tırmanan tansiyon sonrası, dünyanın gözü savaş durdurulamadığı takdirde olabilecek en kötü senaryolara çevrildi. İsrail ve İran arasındaki çatışmalar şimdilik iki ülke ile sınırlı görünüyor ama çağrılar karşılık bulmaz, çatışmalar tırmanır ve genişlerse neler olabilir?
1) Küresel ekonomik kriz baş gösterir. Petrol fiyatları zaten çok yüksek. Ya İran Hürmüz Boğazı'nı kapatmaya çalışarak petrol akışını daha da kısıtlarsa? Arap Yarımadası'nın diğer tarafında, Yemen'deki Husiler Kızıldeniz'deki gemilere saldırma çabalarını iki katına çıkarırsa ne olur? Husiler İran'ın öngörülemezlik ve yüksek risk iştahı siciline sahip son vekil müttefiki. Dünya genelinde pek çok ülke zaten hayat pahalılığı krizi yaşıyor. Yükselen petrol fiyatı, Trump'ın gümrük vergisi savaşının ağırlığı altında zaten çatırdayan küresel ekonomik sistemdeki enflasyonu daha da arttıracaktır. Unutmayalım ki petrol fiyatlarının yükselmesinden fayda sağlayan tek kişi, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşın masraflarını karşılamak üzere Kremlin'in kasasına milyarlarca dolar daha akacağını görecek olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'dir.
2) İran rejimi çöker, bir vakum oluşur. Netanyahu öncelikli amacının İran'ın nükleer kapasitesini yok etmek olduğunu iddia ediyor. Ancak yaptığı açıklamada daha geniş kapsamlı amacının rejim değişikliği olduğunu açıkça ortaya koydu. İran hükümetini devirılmesı asıl bir boşluk bırakabilir? Güçlü merkezi hükümet ortadan kaldırıldığında hem Irak'ta hem de Libya'da neler olduğu yaşanarak görüldü.
3) İran nasıl misilleme yapacak? Sürpriz füzeler çıkarsa, İsrail sallanmaya başlar.
4) AMERİKA TAM MÜDAHİL OLUR. Derin ABD'nin İsrail'in saldırılarını onayladığına inanılıyor. İran, Irak'taki özel kuvvet kampları, Körfez'deki askeri üsler ve bölgedeki diplomatik misyonlar gibi Ortadoğu'daki ABD hedeflerini vurabilir. İran'ın vekil güçleri -Hamas ve Hizbullah- çok güç kaybetmiş olabilir ama Irak'taki destekçi milisleri silahlı ve sağlam kalmaya devam ediyor.
ABD bu tür saldırılardan korktu ve bazı personelini geri çekti.
Washington, kamuoyuna verdiği mesajlarda İran'ı Amerikan hedeflerine yönelik herhangi bir saldırının sonuçları konusunda sert bir şekilde uyardı. Trump'ın Iran'ı tehdıt ederek "Tahran'ın ABD'ye saldırması durumunda "eşi benzeri görülmemiş bir karşılık vereceklerini" söylemesi de BIÇAK SIRTI olarak değerlendiriliyor.
Amerika savaşta aktif hale gelirse potansiyel olarak yıkıcı sonuçları olacak büyük bir tırmanma anlamına gelir.
5) Amerika İsrail'in yanında olursa, İran'la stratejik konumda olan Rusya ve Çin devreye girer mi? Girerse 3. Dünya Savaşı riski çok yüksek.
6) NATO DA MÜDAHİL olur.
7) Körfez ülkeleri müdahil olur. Bölgede çok sayıda enerji ve altyapı hedefi var. Bu ülkeler ABD hava üslerine ev sahipliği yapıyor. Bazıları da el altından geçen yıl İsrail'in İran füze saldırısına karşı savunulmasına yardımcı oldu. Eğer Körfez ülkeleri saldırıya uğrarsa o zaman da Amerikan savaş uçaklarının İsrail'in yanı sıra kendilerini de savunmasını talep edebilir.
SONUÇ
BAKAN Fidan dünyada en çok tanınan, başarılı bir diplomat ve siyaset adamı. Mekik diplomasisini başarı ile yürütürken, birçok gizli bilgiye sahip olduğundan, özellikle Netanyahu'nun Gazze, Lübnan, Suriye ve İran senaryoları bağlantılı sık sık kullandığı "Dünya, 3. Dünya Savaşı riskini ciddiye almalı. Biz bunu ciddiye alıyoruz"uyarısı dikkat çekiyordu. Son olarak, Başkan Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump'a söylediği sözleri unutmamalıyız: "Netanyahu yönetimindeki İsrail bölgenin istikrarı ve güvenliği için en büyük tehdittir. ÇIKABİLECEK YIKICI BİR SAVAŞ tüm bölge ülkelerine yönelik düzensiz göç dalgaları oluşturabilecektir. BÖLGEMİZİN YENİ BİR KRİZE TAHAMMÜLÜ YOK. İSRAİL DURDURULMALIDIR."
