• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Zurnanın son deliği de olsanız! BURCU ILGIN

Zurnanın son deliği de olsanız!

burcu.ilgin@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29.11.2023, 00:00

Geçtiğimiz hafta Antalya'da düzenlenen Türkiye'nin en büyük örtü altı tarım sektörü fuarı olan Growtech'e katıldım. Fuarın en önemli başlıklarından biri de tabii ki iklim krizi ve su idi... Maalesef ki yılarca iklim bilimcilerin "Küresel ısınma olacak" diye bas bas bağırmalarına kulaklarımızı tıkadık. Sonunda o günler geldi çattı.
Şimdi ise yine bilim insanları bizi bekleyen su krizi ve kıtlık konusunda seslerini duyurmaya çalışıyor. Böyle ortalığı sel su götürürken aklımızdan "Ne güzel yağıyor işte, fazla bile yağdı. Susuzluk musuzluk olmaz" diye geçiriyorsanız çok yanılıyorsunuz. Zaten asıl sıkıntı da burada. Bu dengesiz yağışlar toprakta tutunmadığı gibi toprağın verimli kısımlarını da süpürüp geçiyor.

VAHŞİ SULAMA PROBLEMİ
Su tüketiminin en önemli bölümü tarımda. Bizim haftada iki yaptığımız banyoyu bire indirmemizle, sifonu iki değil bir kez çekmemizle susuzluğa çare olmamız zor. Asıl konu çiftçilerimizin vahşi sulama denen yöntemden bir an önce vazgeçmesi. Vahşi sulama, adından da anlaşılacağı gibi hortumu dayayıp gereğinden fazla suyun tarlaya denetimsizce boşaltılmasına deniyor. Bu sistemde toprak emebildiği kadarını emdikten sonra diğer kısmı da ya buhar olup uçuyor ya da tarla kenarlarından akıp gidiyor.
Bu yöntem aslında ürüne ve toprağa da zarar veriyor. Madem teknoloji uğruna doğanın dengesini bu kadar bozduk. O zaman tekrar dengeye sokmak için o teknolojiyi kullanmamız şart. Öyle güzel sulama teknikleri var ki konudan çok uzak olduğum halde ağzım açık izledim stantlarda tanıtılan sistemleri...

KAFAMIZ BİRAZ KARIŞIK
Son zamanlarda ata tohumu, ilaçsız ve organik tarım derken bazı kavram kargaşaları yaşamaya başladık. Denetimsiz ve rastgele tarım yapan her çiftçinin ürününün organik olduğunu sanırken serada yetiştirilenlerin ise hormonlu ve ilaçlı olduğunu düşünüyoruz. Aslında olay bundan biraz daha karmaşık. Seralar o kadar "tü kaka" değilken her köylünün sattığı şekilsiz yiyecekler de sandığımız kadar zararsız ve organik değil. Sonuçta seralarda kontrollü tarım yapılıyor, yeteri kadar ilaç, yeteri kadar tohum ıslahı, yeteri kadar sıcaklık ve yeteri kadar su...
Pek çoğu da denetleniyor. Bir de bu fuarda öğrendiğim başka bir şey var. Seralarda da ilaçsız tarım yapmanın mümkün hatta daha kolay olduğu... Nasıl mı?
Zararlılarla mücadele eden böceklerden faydalanılarak. Mesela yaprak biti yemesi için seraya uğurböceği salmak gibi...

BİLGİ BOMBARDIMANI ALTINDA
Son tüketici olarak "Tarımdaki bu gelişmeleri öğrenmenin bana ne faydası var?" diyorsanız şöyle anlatayım... Siz seçimi bilinçli yaparsanız, üreticiyi de o yöne doğru gitmeye sevk edebilirsiniz.
Bilgi bombardımanıyla boğulduğumuz bu çağda, kulaktan dolma bilgilerle, karalama yapmadan gerçeği öğrenmek çok zor... Olaylara farklı yönlerden bakmak, bir noktaya takılıp kalmamak, alternatifler aramak bugün çok daha önemli! Zurnanın son deliği de olsanız çıkan melodiye etkiniz olacaktır bunu unutmayın!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI