• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Merkez Bankası’ndan cesur karar CAHİT SÖNMEZ

Merkez Bankası'ndan cesur karar

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24 Mart 2011
Yazının başlığına bakarak Merkez Bankası'nın iki gün önce aldığı kararları uygun bulduğum anlaşılmasın. Para Politikası Kurulu Şubat ayında olduğu gibi Mart ayını da pas geçecek derken, inanılmaz oranlarda "zorunlu karşılıkları" yükseltti, neyse ki politika faiz oranlarına dokunmadı ve yüzde 6.25 seviyesinde bıraktı. Beklentimiz daha önce alınan kararlara piyasa aktörlerinin uyum sağlamaları yönünde yeni önlemlere başvurmadan "Dinlendirme sürecinin" geçirilmesi idi. Neyse olan oldu. Biz de yorumlamaya çalışalım.

KRİTİK SORU
Öncelikle Merkez Bankası'nın zorunlu karşılıklara yaptığı ayara değinelim...
Daha önce yüzde 10 olan 1 aylık mevduat zorunlu karşılıklarını 500 baz puan yükselterek yüzde 15'e çıkardı. 3 aylık mevduatlarda uygulanan zorunlu karşılıkları da yüzde 13'e yükseltti. Zaten bankalardaki mevduatların büyük çoğunluğu da bu vadelerde yığılıyor. Uzun vadeli hesapların toplam içindeki payı ne yazık ki yüzde 3'lerde kalıyor.
Kritik sorumuz şu: Merkez Bankası neden bu aksiyonları alıyor?
Merkez Bankası'nın iç ve dış talepteki dengesizlikler ile hızlı kredi artışı sonrasında cari açığın da yükselmesi ve nihayetinde finansal istikrarın tehdit altına girmesine karşın faiz ve faiz dışı araçlarını bir arada kullanmaya çalışıyor. 4 temel prensibi şöyle:
* Yüksek kaldıraç oranlarını engelleyerek bankalardaki reel sektörün borçluluk oranlarını makul seviyelerde kalmasını sağlamak,
* Bireylerin bankalardaki mevduatlarının vadelerini uzatarak, yani banka yükümlülüklerini uzun vadeye yayarak, özel ve kamu kesimi borçlanma vadelerini uzatmak,
* Döviz cinsi borçlanmış banka ve banka dışı kesimin döviz pozisyonlarını güçlendirmek,
* Bu kesimin "Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası" ile döviz risklerini yönetmelerini sağlamak,
Belli bir zaman diliminde yukarıda değindiğimiz konularda başarı sağlanırsa finansal istikrar da korunmuş olacak.

CARİ AÇIK SORUNU
Ayrıca Merkez Bankası, gelişmekte olan ülkeler için geçerli oran "varlık balonu", "aşısı borçlanma", enflasyonist baskı" sorunlarını bir de gelişmekte olan ülkelerden farklı olarak Türkiye ekonomisine özgü "cari açık sorunu"nu da analizlerine dahil ediyor ve bu çerçevede politika araç bileşimi uyguluyor.
Diğer sorumuz da şu: Merkez Bankası bu aksiyon planı içinde hangi önlemlere başvuruyor?
* Bankalar üzerinden yaptığı "miktarsal sıkılaştırmada" zorunlu karşılıkları uyguluyor. Böylece, bankaların kredi plasmanında kullanacakları miktarı sınırlamış oluyor. Daha açık ifadeyle piyasadan planladığı parayı zorunlu karşılıkları yükselterek çekiyor. Aynı zamanda, paranın maliyetini artırdığı için kredi hacmindeki genişlemeyi de bu yolla durdurmayı deniyor.
* Sermaye girişlerinin vadesini uzatmak için faiz koridorundan yararlanıyor. Kısa vadeli borç alma ve verme faiz oranları arasındaki fark faiz koridorunu yaratıyor. Birkaç aydır Merkez Bankası kısa vadeli faizleri değiştirmediği için koridor 750 baz puan genişliğine sahip. (borç alma yüzde 1.50, borç verme yüzde 9.00)
* Cari açığı baskılamak için "politika faiz oranlarını" aşağı çekiyor Merkez Bankası.
Son soruyla yazımızı bitirelim...
Merkez Bankası bu önlemlerle amacına ulaşabilir mi? Aslında bu soru tüm gelişmekte olan ülkeler için geçerli. Yanıtımız kısa ve öz, gelişmiş ülke merkez bankaları yani FED, ECB, CoJ ve CoE gevşek para politikalarına son vermedikçe, diğer bir deyişle likidite çekmedikçe gelişmekte olan ülke merkez bankaları amaçlarına tam anlamıyla ulaşamıyacak.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.