• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Merkez Bankası’nın önlemlerine rağmen

CAHİT SÖNMEZ

Merkez Bankası'nın önlemlerine rağmen

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30 Haziran 2011
Türkiye İstatistik Kurumu, bu yılın ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 11 düzeyinde büyüdüğünü duyurdu. Öyle büyümüşüz ki, Çin ve Hindistan'ı bile geride bırakmışız. Üstelik tek 2 haneli büyümeye ulaşmış ülkeyiz. Türkiye'yi yüzde 9.9 ile Arjantin ve yüzde 9.7 ile Çin takip etmiş.
Sabit fiyatlarla hesaplanan "gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH)" rakamındaki dönemsel değişim bize büyüme rakamını veriyor. Mevsimsel faktörlerin etkisinin arındırılması için bir önceki yılın aynı çeyreği ile karşılaştırılıyor GSYH rakamı. Sabit fiyatlarla GSYH geçen yılın ilk çeyreğinde 23.3 milyar TL ile bu yılın ilk çeyreğinin GSYH verisi olan 25.8 milyar TL kıyaslanıyor ve değişim yüzde 11 oluyor. Eğer ABD'nin yaptığı gibi büyüme rakamına ulaşsaydık, yani geçen yılın aynı çeyreği ile değil, bir önceki çeyreğin GSYH'si ile karşılaştırsaydık bırakın büyümeyi küçülmüş olacaktık. Çünkü, 2010 yılı dördüncü çeyreğinde GSYH 28 milyar TL idi.
Rekor diyebileceğimiz büyüme rakamı elbette sevindirici. Geçen yılda çeyrekler itibarıyla yüzde 12, yüzde 10.3, yüzde5.2 ve yüzde 9.2 düzeylerinde büyüme hızına ulaşmıştık. Her şeye rağmen değişmeyen gerçekler halen varlığını koruyor. Öylesine rakamın büyüsüne kapılıyoruz ki, bu gerçekleri göz ardı ediyoruz.

ACI GERÇEKLER

Nedir bu gerçekler?
Birincisi, dış kaynaklı büyüyoruz. Yani, dışarıdan aramal ve hammadde gelirse ve dışarıdan kaynak yaratılırsa büyüyoruz.
İkincisi, birinciyle bağlı olarak yüksek büyüme yeterli işgücü yaratamıyor. Üçüncüsü, yüksek kayıt dışı ekonomi aşağı çekilemiyor. Dördüncüsü, gelir dağılımındaki adaletsizlik giderilemiyor. Beşincisi, kalkınmışlık liginde son sıralardaki yerimizden kurtulamıyoruz. Fazla uzatmayayım, en önemlisi imalat sanayinin, yani üretimin ekonomi üzerindeki ağırlığını yükseltemiyoruz. Yüzde 25-26 seviyesine demirledi sanayi kesimi. Tabii, hizmet ve ticaret halen ağırlıktaki sektörler.
Türkiye'den daha fazla büyüyen Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ülkelere ne oldu dersiniz? Geçen senenin üçüncü ve dördüncü çeyreğinde başlattıkları "ekonomiyi soğutma önlemleri" etkisini göstermeye başladı. Bu yüzden Uzakdoğu Asya ve Latin Amerika ülkelerinin büyüme rakamları biraz düşük geliyor 2011'in son çeyreğinde.
Merkez Bankası da ekonomiyi frenlemeye çalışıyor. Biz de araya seçimler girdiği için hükümet cephesinden Merkez Bankası'na fazla destek kalmadı. Merkez Bankası "Don Kişot" gibi ekonominin, daha doğrusu cari açığın üzerine gitmeye çalıştı. Sonuç ortada...
Büyümeye Devam!
Kritik sorumuz, kalan çeyreklerde de hızlı büyüme rakamı gelir mi?
Merkez Bankası, BDDK ile beraber bankaların kredi hacmini daraltmaya çalışıyor. Zorunlu karşılıkların artırılmasının yanı sıra son olarak BDDK'da ayırmak zorunda oldukları oranları yüzde 4 ve yüzde 8'e çıkarmıştı, kredi kalitesine göre. Dolayısıyla, kredilerin kısmen frenlenmesi, önümüzdeki dönem harcamalarını kaçınılmaz olarak aşağı yönlü etkileyecektir.
Bu arada, yabancı sermaye girişleri de yavaşladı. Bu gelişmeye paralel olarak, Merkez Bankası günlük döviz alım ihalelerini 40 milyon dolardan 30 milyon dolara çekti. Nedenini ise "Avrupa ülkelerinin kamu borçlarının sürdürülebilirliğine ve global büyümeye ilişkin endişelerin artması risk iştahını olumsuz etkilemeye ve ülkemizin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını zayıflatmaya devam etmektedir" gerekçesine dayandırıyor. Eğer, Maliye'den ekonominin soğutulmasına bir katkı gelmezse, bu yılın büyüme rakamı tahminlerin üzerinde gerçekleşir kuşkusuz.
Türkiye hakkında olumsuz raporlar yayımlayan bazı yatırım bankaları büyüme rakamından sonra Türkiye'ye "Avrasya Kaplanı" benzetmesi yapmışlar. Tıpkı 1997 öncesinde Singapur, Hong Kong, Kore gibi ülkelere aşırı büyümelerine bağlı olarak "Uzakdoğu Asya kaplanları" yakıştırması gibi. Aman fazla benzemeyelim. Hatırlarsınız 1997 Asya krizini.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.