Altın beklentileri manipüle ediliyor
Altının düşüşünde ve düşüşün hızlanmasında iki farklı neden rol oynamıştı. Kısaca hatırlayalım. Altının düşüşünün ana nedeni, 2012 yılı itibariyle talebin belirgin bir şekilde düşüşe geçmesiydi. Yatırım amaçlı altın talebi yüzde 4, sanayi ve mücevher taleplerinde ise yüzde 3 civarında aşağı gelmişti 2012 sonunda. Gelişmiş ülke ekonomilerinin zayıf büyüme performansları, bunun yanı sıra sürekli artan küresel likidite ile hızlı büyüyen gelişmekte olan ülkelerin geçen yıl fren yapmaları altın talebinin düşmesine neden olmuştu.
HIZLANDIRICI ETKİLER
Talep gerilemesi ve vadeli kontratların fiyatlama eğilimlerindeki dalgalanmalara bağlı olarak uzun süredir yatay seyreden altın fiyatlarının bu yıl içinde düşeceği sinyalleri alıyorduk. Ancak, Güney Kıbrıs ve FED'in üçüncü parasal genişlemeye son vereceği beklentisi ve aynı zamanda altına dayalı yatırım yapan fonların portföylerindeki altın miktarını azaltmaları öngörülemeyen sert inişin nedenleri idi.
Rüzgar duruldu. Yani, Güney Kıbrıs'ın sorun olmadığı, FED'in ise operasyonuna devam edeceği belirginlik kazandı. Aslında, bu iki konunun uluslararası spekülatörler tarafından araç olarak kullanıldığı ortaya çıktı. Bugünlerde tartışmalar yeniden hararetlenecek gibi görünüyor. Sanki düşüş için zemin hazırlanıyor gibi bir gayret var altın yorumcularında. Düşüşte olduğu gibi çok kısa sürede altın fiyatları bıraktığı seviyeye ulaşamasa da, yüksek oranda yukarı geldi.
Kritik soruyu yanıtlamaya çalışalım. Altın uzun süredir dalgalandığı 1.550-1.650 bandına geri döner mi? Yoksa 1.460 dolara kadar yaptığı ralliye son verip düşüşe geçer mi?
BAĞLANTILAR KOPMUŞ
Dünya Altın Konseyi'nin son çalışmasında altın fiyatlarının hangi faktörlerle ilintili olduğu ortaya konulmuş. Bulgular şöyle: Dolar ile yüzde 60'lara yaklaşan negatif korelasyon bu yıl yüzde 35'e inmiş. Emtia fiyatları ile olan pozitif yönlü ilişki gevşemiş ve yüzde 40'lara gerilemiş. Küresel tahvil faiz oranları ile aynı yönlü korelasyon emtia fiyatlarında olduğu gibi aşağı gelmiş. Üstelik bağlantı yarı yarıya zayıflamış. Gelişmekte olan ülke hisse senetleri ile altın fiyatları yüzde 40'ın üzerinde paralel seyrederken, bu yılın ilk çeyreğinde pozitif yönlü paralellik yüzde 22'ye kadar düşmüş. Küresel hisse senetleri ile de pozitif yönlü ilişkide azalma izleniyor. 2008 küresel krizinden önce petrol fiyatları ile oldukça yüksek pozitif korelasyon da kaybolmuş gibi.
Gerçekten ilginç sonuçlar. Altın fiyatları son aylarda bağımsız hareket ediyor. Dolayısıyla, altının nasıl bir trend izleyeceği temel unsurlardan öte gelişmiş ülke merkez bankalarının bundan sonra izleyeceği para politikaları ve gelişmiş ülkelerin büyüme hızlarına bağlı olacak. Eğer bu hafta içinde Avrupa Merkez Bankası faiz indirimine giderse euro değer kaybedeceği gibi hem gelişmiş hisse senedi piyasaları hem de gelişmekte olan hisse senedi piyasaları yükselişe geçecek. FED'in toplantısı perşembe günü sona eriyor. FED kararlı bir şekilde üçüncü parasal genişlemenin devam edeceğini duyurursa AMB ivmelendireceği piyasalarda momentum daha da artacak.
Sözün özü, altın fiyatları düşüş sonrası başladığı soluksuz yükselişe ara verebilir. Daha açık bir ifadeyle kısa vadede, ekonomik ve siyasi koşullarda bozulma olmazsa 1.500 bandının üzerine çıkması zor görünüyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.