• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Ekonomide sorun var mı?

CAHİT SÖNMEZ

Ekonomide sorun var mı?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02 Şubat 2015
Son birkaç aydır ekonominin nabzını yakından tutan reel kesim temsilcilerinin hatta esnafların bakış açılarında bir değişim görülüyor. Biraz karamsar biraz da bu yıl içinde çıkmaza girebilecek ekonomik koşullarla karşılaşılabileceği olasılığını dile getirmeye çalışıyorlar. Özellikle ekonominin lokomotifi konut sektöründeki durgunluk biraz daha ön plana çıkarılıyor ekonomi aktörleri tarafından...
Zaten durumun farkında olan ekonomi yönetimi faiz oranlarının düşürülmesi ve kredi kanalı ile ekonominin yeniden canlandırılması gerektiğini savunuyor. Gerçekten genel seçimlerin olacağı kritik 2015 yılında ekonomide bir sorun olur mu?
Öncelikle TÜİK tarafından yayımlanan "Ekonomik Güven Endeksine" bakalım, ardından ekonomiyi zorlayacak parametreleri değerlendirelim...
Ekonomik güven endeksi, tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir öncü gösterge. Çalışmaya göre reel kesim ekonominin mevcut ve önümüzdeki 3 ay içindeki olası durumuna kısmen güveniyor. Ancak güven düzeyinde 2014'ün son çeyreğinden beri gerileme söz konusu. Endeks değeri 109,6'dan 106,8'e inmiş.

ARTILAR, EKSİLER
Tüketicilerin görüşleri üreticiler kadar iyimser değil. Gelecek 12 ayda genel ekonomik durum ve kendilerinin maddi durumlarına yönelik beklentilerini gösteren endeks geçen yılın ikinci çeyreğinde 78,5 iken Ocak ayında sürekli düşüşün ardından 67,7'ye gelmiş. Perakende ve hizmet sektörü temsilcileri iyimserler. Endeks sırasıyla 104,2 ve 100,4 düzeylerinde. İnşaat sektörü uzun süredir yansız bakış açısını koruyor, endeks 80'lerin biraz üzerinde yatay seyrediyor.
Petrol fiyatlarının ucuzlaması, ihracatın ithalattan daha fazla yükselmesi, turizm gelirlerinin geçen yıl yaklaşık 2,5 milyar dolar artması cari açığın makul seviyelere gerilemesini sağlıyor. Dolayısıyla cari açık bu yıl artılar kısmında... Enflasyon da aynı şekilde... Eksiler kısmında bireylerin TL kredi borçlarını, firmaların ise döviz borçlarını nasıl çevirecekler soruları geliyor. Bireylerin iç borçlarında sorun yaşamamaları için TL faiz oranlarının düşmesi, firmaların döviz borçlarında sorun yaşamamaları için de kurların ve dolar faiz oranlarının yükselmemesi gerekiyor.

HANGİ SENARYO
Gördüğünüz gibi tam bir çıkmazdayız. Merkez Bankası iç talebi devreye sokmak, büyüme hızını artırmak ve işsizlik oranını düşürmek için faizleri indirirse, kurlar kontrol edilemez. Bu durumda cari açığın finansmanı sağlanamaz, kurlar yükseleceği için özel kesim dış borçlarını çeviremez. Merkez Bankası faizleri indirmezse üreticiler finansman maliyeti yüzünden yatırım harcaması yapamaz, büyüme hızlanmaz işsizlik oranı yükselir, bireyler yeni kredi bulmakta zorlanır, mevcut kredilerini çeviremezler. İki senaryo da ekonomi yönetiminin ve Merkez Bankasının elini konulu bağladığı için her zaman olduğu gibi umut ödemeler dengesinin net hata ve noksan kalemine kalıyor. Diğer bir seçenek ise seçim için birinci senaryo uygulanır Merkez Bankası yarın ya da Şubatta faizleri indirir. Ya sonrası?
ÖZET: Faizler inse dolar fırlayacak, inmezse büyüme hızı makul seviyelere çıkamayacak.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.