• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Orta Vadeli Program uygulanabilir mi? CAHİT SÖNMEZ

Orta Vadeli Program uygulanabilir mi?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 07.10.2016, 00:00

Her konuda olduğu gibi ekonomide de yapılan programların içerik ve çerçevesinden öte uygulanabilirliği ön plana çıkıyor.
Uygulanabilirliği ise programın kendi içinde ne kadar tutarlı olduğuna ve yapılan projeksiyonların ne kadar gerçekçi olduğuna bağlı.
Bu hafta içinde açıklanan 2019 yılını da kapsayan üç yıllık "Orta Vadeli Programı" bu bağlamda değerlendirelim.
Şu vurguyla başlayalım;
Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu ihtiyaçlar ve hedeflere ulaşmak için gerekli olan oranlar doğru belirlenmiş. Örneğin katma değer yaratan ve yüksek teknolojili ürünlerin üretimine kanalize olunması ve ihracatının teşvik edilmesi.
Ya da büyüme oranının yüzde 5'in altına düşmemesi... 5 temel amaç belirlenmiş programda...

SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME

İstikrarlı ve kapsayıcı niteliğiyle büyümeyi artırmak birincil amaç olarak kabul edilmiş.
Diğer dört amaç da şöyle:
Enflasyonu düşürmek, cari açıktaki azalma eğilimini korumak, ekonominin rekabet gücünü, istihdam ve verimlilik seviyesini artırmak, mali disiplinin kalitesini artırmak ve kamu maliyesini güçlendirmek.
Bilirsiniz iktisatta büyüme tek başına kullanılmaz, sürdürülebilir terimiyle beraber anılır.
Yani sürdürülebilir büyümenin sağlanması hedeflenir ekonomi yönetimleri tarafından...
Çünkü özel kesimin sermaye yatırımı yapması için büyümenin devamlılığından emin olmak ister.
Eğer birkaç yıl büyüyen, ardından birkaç yıl büyüyemeyen bir ekonomide yatırım iştahları düşer. Bu yüzden belli oranlarda ve sürdürülebilir büyümenin özellikle programda altı çizilmiş.
Bu yıl yüzde 3,2 gibi düşük bir büyüme ile 2016'yı kapatmamız 2017'de yüzde 4,4 ve sonraki 2 yılda ise oranın en az yüzde 5'e çıkması planlanmış.
Bu oran makul ve ulaşılabilir mi? Evet mümkün...
Faizlerin aşağı çekilmesiyle kredi kanallarının daha da genişletilmesiyle daha doğrusu iç taleple yüzde 5 büyümek mümkün. Ama bedeli kuşkusuz fazla... Diğer bir yol da yine iç talebin kaynaklarından kamu harcamalarının artırılması olabilir. Zaten bütçe açığının milli gelire oranı bu bilinçle yüzde 1,6'dan yüzde 1,9'a çıkarılması öngörülmüş. Daha rasyonel ve üçüncü yol da ihracatın artırılması ve bu yolla dış talebin devreye girmesi. Hem dış ticaret pastasının düşük hızla büyümesi hem de ihracatımızın pahada ağır hale gelmesi için biraz zamana ihtiyaç olacak.
Kısacası büyüme kamu harcamaları ağırlıklı iç talep ile sağlanabilecek.

BİRİKİMLİ KUR ETKİSİ

Gelelim enflasyona...
Yılsonu hedefi yüzde 7,5.
2017'de oranın yüzde 6,5'a sonrasında yüzde 5 düzeyinde stabil olması bekleniyor. Son yıllarda enflasyonu ivmelendiren iki faktör vardı; birincisi gıda fiyatları ikincisi birikimli kur etkisi...
Gıdanın enflasyon üzerindeki etkisi azalmaya başladı. Hatta Eylül verilerinde yüzde 7'nin altına kadar gerilediğini gördük.
Ancak jeopolitik riskler ve FED'in normalleşme gündemi birikimli kur etkisinin önümüzdeki yılda da devam edeceğini gösteriyor. Daha açık bir ifadeyle, kur baskısı oldukça faizlerin aşağı gelmesi mümkün olmayacak. Faizler yeterince düşürülemezse enflasyonun da belli bir düzeye inmesi zorlaşacak.
Diğer amaçlardan cari açık, istihdam ve mali disiplinin korunması konularını bir sonraki yazımda ele alacağım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA