Yeni Asır demek Türkiye demek aslında
**
Size yemeğimizi anlatmalıyım. Yazı işlerinden abone servisine, haber merkezinden reklam bölümüne, yazarlardan, ulaştırma görevlilerine kadar; hepimiz yemekteydik. 120. yaşımızı kutladık, yeni yılı kutladık, bir arada olmamızı kutladık, aslında bir sebep olmasa da dostluğumuzu, yoldaşlığımızı; birbirimizi kutladık. Turkuvaz Medya Grubu Ege Temsilcisi Hüseyin Kocabıyık ve Genel Yayın Yönetmenimiz Şebnem Bursalı, öyle güzel bir organizasyon yapmışlar ki; tarifi zor. Onca işlerinin, onca koşturmalarının içinde, koca bir ekibi bir araya getirdiler. Seve seve, güle oynaya hem de. Öyle laf olsun diye değil; yüzlerindeki gülücük bir saniye eksilmeden, gözlerindeki kıvılcım bir an bile sönmeden.
***
Kadın yazarlar birlikte oturduk; Neslihan Acu, Seda Kaya Güler, Filiz ve ben. Davet bu arada, İzmir'in en gözde mekanlarından İkinci Kordon'daki Leyla Fasl-ı Cümbüş'teydi. Mekan sahibi Berna Noyaner'in inanılmaz ev sahipliğinde; İzmir ve Ege Bölgesi'nin gözbebeği Yeni Asır'ı kutladık; biz İzmirliler, Ankaralılar, Karadenizliler, Doğulular, Batılılar, İstanbullular... Lezzetli yemeklerimizi yerken, kahkahalar atarken, halay çekerken hep şunu düşündüm, Yeni Asır demek aslında Türkiye demek! "Ülkenin dört bir yanından, farklı memleket ve kültürlerden gelen onlarca insan bir arada dostça, omuz omuza, sırt sırta nasıl da güzel çalışıyoruz. Nasıl başarılı oluyoruz"... Ankara havaları, Karadeniz horonları, Doğru türküleri, Batı şarkıları, aynı dillerden aynı coşkuyla çıkıyordu. Biz Türkiye'ydik aslında... Bu kutlama yemeğinden ciddi bir araştırma veya tez konusu çıkardı; onu biliyorum... Keşke bir kamera olsaydı ve canlı canlı izleyebilseydiniz.
Geceden dedikodular
* Kesinlikle diyet yapamıyorum, İzmir'de diyet yapılamaz! Leyla'nın mutfağı çok başarılı. Eğer gidecekseniz, "Nasılsa az yerim" falan diye düşünmeyin. Dayanamadım, her şeyin tadına baktım; gece hizmet veren eğlence mekanların lezzete de başarılı olmaları pek alışkın olduğumuz bir şey değildir ama Berna Hanım zaten işin başında; başarı tesadüf değil yani...
*Berna Hanım demişken; öyle güzel bir sesi var ki inanamadım. Bir ara uzatılan mikrofonu geri çevirmedi ve değme şarkıcılardan daha güzel söyledi.
*Ses demişken, Şebnem Hanım'dan da bahsetmeliyim. O gün Ankara'dan henüz gelmişti; kısık sesine rağmen, bütün gece ayakta olmasına ve zorlu geçen bir günün gazetesini tamamlamış olmanın yorgunluğa rağmen bir iki yerde şarkıya katıldı. Harikaydı.
*Ekip arkadaşlarıma bir daha hayran oldum; hepsine. Organizatör Salihcan Mutlu'yu ayrıca tebrik ederim. Başarımız ve gazetemizin gücü öyle tesadüfen oluşmadı. Biliyorum.
*Hüseyin Kocabıyık, muhteşem zeybek oyunuyla bir daha hayran bıraktı kendine.
Bir ara Şebnem Hanım'la karşılıklı kollarını havaya kaldırıp müziğin ritmiyle bir sağ bir sol yaptılar; nefesimi tuttum ve dedim ki kendi kendime "Bu ekiple uzaya gideriz biz, kim tutar bizi"...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.