Erkekler yapamaz mesela, bir kitap yazıp ardından açık saçık fotoğraflar çektirip gündeme oturmayı. Ülkemizde erkeklere ayrımcılık yapılıyor bu yüzden üzülüyorum. Kadınlar açık ara fark attı, erkek sanatçılara! Erkek yazarsa, ressamsa, sanatın herhangi bir dalıyla uğraşmaktaysa yandı! Daha doğrusu fiyakalı bir şekli yoksa yandı. Kısa boylu, göbekli ve parasızsa, yani kadın için arzu nesnesi değilse, bitti! Sosyal medyada varlığını sürdüren ve ne iş yaptıklarını bilmediğim adamlar var, daha doğrusu her işi yaptıklarını yazıyorlar açıkça profillerine, işte onları takip eden kadınların hiç umurunda değil kim oldukları. İtiraz istemiyorum, diyelim ki Serdar Turgut yeni ve muhteşem bir kitap yazdı ve içinde hayatın anlamı var; kapakta kendi fotoğrafını kullandığı sürece ancak karısı Rana Hanım, ben ve birkaç orta yaşlı kadın dışında hayran bulamayacaktır kendine. Şöyle söyleyeyim annem bile almaz! Benim Serdar Turgut'u çok beğenmem ve sevmem olayın gidişatını değiştirmeyecektir. Bakınız Ertuğrul Özkök 168 yaşına geldi hala, yakışıklı, genç ve zayıf görünmek için neler yapıyor! Amaç: Satmak. Bu kadar basit. Özkök, gezi yazılarında bile elinde kadeh, sırtında pembe trikosu, bej keten pantolonu, parmak arası terlikleri ve içine çektiği göbeğiyle poz vermekte. Boş yere mi? Asla! Kadınları kışkırtacak, onların içini gıcıklayacak konular arıyor, buluyor; bunu başarıyla da yapıyor. Her zaman söylerim önceki hayatında kadın olduğuna inandığım biridir Özkök. Kadınların işi kolay, her anlamda. Birileri yolu açtı, yolu açarken üstten birkaç düğmeyi de. Göğüs çatalını gösteren kadınlarla, göstermeyen kadınlar arasında nasıl bir başarı dengesi/dengesizliği var, incelemek isterdim. Tez konusu olur. Yazmak, resim yapmak, sanatla uğraşmak daha çok satmak derdindeki kişiye sanatçı denir mi? Keşke başka bir kelimeyle tarif edilse satış derdindeki sanatçı, zorlanmazdık. Kadın ressamım diyor, resimlerinden ziyade eski sevgilisiyle hatıra geliyor veya bir topun üzerine çıkarak (kırmızı mini elbiseyle ve şaka olsun diye) verdiği pozla. Sosyal medyada bakıyorsunuz nedir, neyin nesidir diye; bikiniyle bacaklarını yana devirip poposunu yana çevirip alttan çekilen fotoğrafıyla karşılaşıyor ve sergilediği sanatının o kadar da çekici olmadığını görüyorsunuz. Elbette cinsel açlık sınırında yaşayan büyük erkek 'kitlesi' sanata el yordamlarıyla katkıda bulunuyordur, böylesi cesur gösterilerden sonra. Her şey sanat aşkı için, farkındayım. Kadınlar velhasıl 3-0 önde, "sanat sanat için midir, halk için midir" diye soran olursa; kadın sanat yapıyorsa erkek içindir diye cevaplayın gitsin... NOT: Serdar Turgut'a sevgilerimle, kendisi Ertuğrul Özkök'ten bin kat daha yakışıklıdır, yeri gelmişken söyleyeyim.
NOT 2: Evet Karolin Fişekçi'den bahsettim, hani şu bir dönem Orhan Pamuk'un sevgilisi olduğunu iddia eden ve buram buram sanat kokan tabloların sanatçısı! Yapmaya çalıştığı şey her neyse çok başarılı, keşke ders verse. 'Sanatçı' kelimesi ancak bu kadar yakışır bir insana, sosyal medya paylaşımları tam bir entelektüele yakışır düzeyde...
Vallahi uydurmuyorum!
*"Dünya Poyraz Karayel'i konuştu" başlıklı bir haber okudum. #eğeraşıksan hastag'iyle dünyada ilk sıraya oturmuş dizi, olay bu! Nasıl bir abartma, nasıl bir böbürlenme halinde insanlar, anlamak mümkün değil! Diziyi mecburen seyrettim, klişelerle dolu, bütün diyaloglar erkekler için yazılmış, ezber cümlelerle doldurulmuş. Çocuk oyuncunun diyalogları akıllara zarar! Ben beğenmediğim için de 6 yıl devam eder, beğendiğim dizilerse ancak 6 hafta dayanabiliyor sisteme. Son bölümde hiç bitmeyecek gibi süren ve bölümün 15 dakikasını kurtaran bir şarkı sahnesi vardı ki, hala kendime gelemedim... Birileri gelir inşallah.
