• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Kendini bilirsen aşkını bilirsin

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 18.02.2017, 00:00

Arkadaş, ayrılık sebebi olabilir mi? Geçenlerde tanıdığım bir çiftin başına geldi, yakınım, dostum değiller ama hikayelerini duyunca kayıtsız kalamadım. Herkes benzer şeyler yaşamakta, insan her yerde aynı neticede...
İyi bir kariyeri, işi gücü olan erkek, çocukluk arkadaşı yüzünden, kız arkadaşından ayrıldı.
Kız da kariyer sahibi, hoş, alımlı, genç, parlak bir geleceği olacak biri. İki doğru her zaman tam bir doğru etmeyebiliyor, belki de doğru sandıklarımız sadece şekilden ibaret. Dışardan bakınca kusurlu kimse yok, kusurunu bilen, farkında olan yok aslında.
Şuna her zaman çok gülerim, siz de deneyin. Birine "en sevmediğin özelliklerin nedir" diye sorun.

ÇOK İYİ NİYETLİYİM!

Cevabı aldıktan sonra da o kişiyi hayatınızda tutup tutmamaya karar verin. Hep olumlu ve tatlı cevaplar verir sıradan kişi, kimse zaaflarından, hatalarından, eksiklerinden bahsetmez.
İnsanlara çok güvenirim derler mesela, hayatımda duyduğum en abuk cevaptır. Tabii insanlara güveneceksin, güvenilir olmamak veya birinden kazık yemek senin beğenmediğin özellik olamaz ki!
Yalan söylerim, tembelim, aşırı hırslıyım, kitap okumam, sosyal biri değilim... Bunları söyleyebilen birine rastlarsanız hayatınızdan çıkarmayın derim. Dinleyin beni... İnanın...

HAYATINDAN ÇIKAR

Kötü arkadaşlarımız vardır, kötü nedir peki? Benim bir küfürbaz arkadaşım oldu, kocasını aldatan bir arkadaşım da; yalancıya tahammül edemem ama hafif kıvırtana sırtımı dönmem.
Hangimiz kıvırtmıyoruz ki, durumu kurtarmak adına?
Konuya döneyim, adam, çocukluk arkadaşıyla gece gezmeleri, yemeleri içmeleri yüzünden kız arkadaşından ayrılmış.
Bunun tersini yaşayanlara da rastladım. Kadın vazgeçemediği çevresi yüzünden, erkek arkadaşını kaybetmişti. Peki sevdiğimiz insan yüzünden arkadaşlarımızı hayatımızdan çıkarmalı mıyız?
Özellikle çocukluk arkadaşlarımızı.
Ciddi bir kazık yemediysek, birlikte gülüp ağlayıp, dertleşebiliyorsak, sadece sevgilimiz o insandan hoşlanmıyor diye, çöpe mi atacağız dostluğu. Asıl sorun ne biliyor musunuz? Denklik!!!
Yani kendimize, hayatımıza, tarzımıza denk insanlarla birlikte olmalıyız. Tutup da bambaşka bir kültürden, görgüden, yapıdan gelen birini hayatınızın merkezine oturtursanız; oturduğunuz yerde çakılır kalırsınız. Kendinize denk olmayan birine aşık olup, evlenip, sonra onu eleştiremezsiniz.
Bu hiç adil bir tavır değil...

YA BEN YA O

Önce aşık olup, sonra da "değiş" demek büyük haksızlık. Ah keşke kalbe, beyne, vicdana söz geçirebilse insan. "Bu adam, bu kadın bana göre değil" diyebilse, o ilk bakışta kapıldığı her neyse kapılmadan bir tık önce. Hayatınızdaki boşluğu doldurmak için oraya yerleştirdiğiniz insan, büyük ihtimalle aşık olduğunuz kişi değildir. Belki önce kendimize dürüst olmamız lazım, arkadaşını, hareketlerini, tavırlarını sevmediğimiz adamı/kadını gerçekten seviyor muyuz? Kendimizi seviyor muyuz, yoksa gerçek aşkı, hak ettiğimiz aşkı bulamayacağız diye, ilk uzatılan dala mı tutunuyoruz.
Belki o aşksızlık ve yalnızlık denizinde boğulmak lazım. Aşka uçarken ölmek, vazgeçmemek lazım... Hayat zor, aşk zor; aşkı sürdürmek çok ama çok zor. İlk şart, kendini bilmek. Yanındakini de bilirsin böylece...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA