Ya istiklal ya ölüm

Binlerce yıllık devlet geleneğine ve aklına sahip Türkiye, kendisine yönelik saldırıları doğru analiz etti ve bunun yeni bir Kurtuluş Savaşı olduğu teşhisini koydu.
Bunun ardından, vatan savunması için gerekli adımlar hızla atıldı. İçeride küresel güçlerin maşası terör örgütlerine karşı amansız bir mücadele verilirken, Cerablus-El-Bab ve İdlib'ten sonra Suriye'nin kuzeyindeki Afrin'de yuvalanan terör örgütü PKK/YPG'ye yönelik operasyon başlatıldı.
Eğer, Türkiye Afrin operasyonunu yapmasaydı ABD'nin ağır silahlarla donattığı PKK/YPG üzerinden Türkiye'ye yönelik yeni bir işgal girişimi en geç birkaç yıl içinde başlatılacaktı. Suriye'de taş taş üstünde koymayanlar aynısını Türkiye'ye de yapmak isteyecekti. Bize karşı hiçbir zaman rafa kaldırmadıkları Sevr planlarını yeniden tedavüle sokacaklardı.
Türkiye, attığı bu adımlarla bu sinsi planı başlarına çaldı. O yüzden, bugün Afrin'e girdiğimiz için sağdan soldan ve içerideki uzantıları olan hainlerden gelen sesler bizi yolumuzdan döndüremez.
Türkiye, kendisini kuşatmak için oluşturulan terör koridorunu yerle yeksan edecek, bunun başka yolu yok. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk Kurtuluş Savaşı'nda söylediği şu söz bugün de parolamızdır: Ya istiklal, ya ölüm...

FETÖ'den temizlenen TSK destan yazıyor

Allah, Türkiye düşmanlarının kurduğu tuzakları ayaklarına doluyor.
Her şerden bir hayır doğar misali Türkiye, saldırıları alt ettikçe daha güçlü bir şekilde yoluna devam ediyor. 17-25 Aralık'taki polis-yargı darbesiyle Türkiye yönetimine el koymak istediler.
Fakat, bu sökmedi. Ancak, bu şerden hayır doğdu ve Türkiye dış güçlerin kendi içimizde örgütlediği hain FETÖ'yü tam anlamıyla teşhis etme fırsatı buldu. Hainlerin üzerine kararlılıkla gidilmeye başlandı.
Bu durum ABD'nin yıllardır ilmek ilmek işlediği, nihai hedefi dünyada ABD güdümünde yeni bir din kurmak olan hain yapıya, kısa devre yaptırdı. Tamamen biteceğini anlayan FETÖ, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içine yerleştirdiği hainleriyle 15 Temmuz'da Türkiye'yi işgal girişiminde bulundu.
Ancak, bu durum demokrasimizi daha da güçlendirdi. Çünkü, o gece millet, geleceğine sahip çıktı ve işgalcileri püskürttü.
Milletin sağduyusuyla Türkiye'deki darbeler tarihi bir daha açılmamak üzere kapandı. Bu hain girişimle deşifre olan TSK içindeki hainler de büyük ölçüde temizlendi.
TSK'yı yıllarca sırtından hançerleyen bu hainler hapse tıkıldıkça TSK daha da güçlendi.

HAİNLİĞE DEVAM EDECEKLERDİ

Yeni Ordu'nun ilk hamlesi FETÖ'nün tasmasını elinde tutan ABD'nin Suriye'de perde arkasından yönettiği DEAŞ'a karşı yapılan Fırat Kalkanı operasyonu oldu. Türk askeri, şimdi de Afrin'de yine ABD'nin desteklediği PKK/YPG'ye karşı destan yazıyor.
Eğer, 15 Temmuz hiç olmamış olsaydı, bu hainler daha yıllarca yerlerinde kalacak ve hainliklerine devam edeceklerdi. Bizi yine içimizden vuracaklardı. Nasıl, operasyonlar öncesi teröristlere gerekli bilgileri verdilerse şimdi de tasmalarını ellerinde tutan sahiplerine uşaklık edip TSK'nın bu operasyonlarının başarısız olması için ellerinden geleni yapacaklardı. FETÖ'den temizlenen TSK, Afrin'in ardından Münbiç'te de kurulan tuzağı bozacak. Dönüş yok...