Türk milleti, 15 Temmuz'da Amerikan uşağı FETÖ'cüler tarafından yapılan darbe girişimine nasıl direndiyse, şimdi de ABD'nin ekonomik darbe girişime direniyor. Bugün manşet haberimizde de milletin bu direnişine yer verdik.
Birçok kentte vatandaşlar döviz büroları önünde kuyruklar oluşturdu. Binlerce esnaf vatandaşı teşvik için dolar bozduranlara yönelik kampanyalar başlattı. 15 Temmuz'da nasıl meydanlarda demokrasi nöbeti tuttuysak bugün de milletçe nöbet başındayız, olmaya da devam etmeliyiz.
Herkesin bozduracak dövizi olmayabilir ama herbirimizin Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesine katkı koyacak bir çok imkanı var. Örneğin, yerli malı kullanmak gibi...
Gelin, Türkiye'ye karşı başlatılan bu saldırı bizim için milat olsun ve bundan sonra özellikle de Amerikan mallarından uzak duralım. Bir kuruşumuzu dahi Amerikalılara kaptırmayalım. Türkiye'de bugün artık hemen hemen her alanda uluslararası standartlarda ve kalitede üretim yapılıyor.
Eğer, ihtiyacımız olan ürünün Türkiye'de üretileni varsa, onu tercih edelim.
MERMİ OLARAK DÖNEBİLİR
Eğer, alacağımız ürün Türkiye'de üretilmiyorsa o zaman bize bu savaşta dost olan ülke menşeili ürünlere yönelelim. Burada yanlış anlaşılmasın, alacağımız yerli ürünü üreten firma yabancı sermayeli de olabilir.
Hiç önemli değil. Önemli olan Türkiye'de üretim yapmasıdır.
Şimdi bazıları çıkıp, "Bu çağda 'yerli malı yurdun malı' diye kampanya mı yapılır?" diye emperyalizm uşaklığı kokan cümleler kurabilir. Evet, çağ artık Türkiye'yi topyekün varlık mücadelesi vermesi gereken bir noktaya getirmiştir. Eğer, bugün bunun gereğini yapıp direnmezsek yarın, Allah korusun, vatanımızı bile kaybedebiliriz. Durum bu kadar ciddidir...
ABD bize karşı düşmanca tavrını giderek artırıyor. O yüzden bizim bugün Amerikan malları için harcayacağımız her kuruş, yarın bize finansal saldırı için kullanılabilir.
Hatta böyle giderse çok uzak olmayan bir gelecekte bize mermi olarak bile geri dönebilir...
Bize düşmanca yaklaşanlara biz niye para vermeye devam edelim?
AYNI SÖZÜ SENİN İÇİN DE SÖYLÜYORLAR BAŞKAN!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ankara'da CHP'li muhaliflerin yaptığı toplantıya katılarak Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı savaş başlattı. Kocaoğlu daha önceleri 'değişim istediği' yönünde açıklamalar yapmıştı ama bu toplantıya gidip bizzat katılması Genel Merkeze karşı açık bir başkaldırıdır.
Bu arada Başkan Kocaoğlu, Ankara'daki toplantıda "Sokakta konuştuğum insanlar CHP'ye bu haliyle oy vermeyeceğini söylüyor" demiş.
Ben de Sayın Başkana buradan söylüyorum...
İZMİR'İN ÖNÜNÜ AÇ
Sayın Başkan...
Aynı sözü İzmir'de senin için de söyleyen o kadar çok kişi var ki... Bugüne kadar "Aziz Kocaoğlu aday olursa oyumu bu yerel seçimde CHP'ye vermeyeceğim. Yeter artık" sözünü duyduğum İzmirlilerin sayısı birkaç bini geçmiştir. O yüzden, 'değişim' diyorsan önce sen değiş... Bırak artık bu işleri... İzmir'in önünü aç... Anadolu'da birçok kent aldı başını gidiyor İzmir'in hali ise ortada... Kenti uçuracak dev projeleri geçtik, İzmir'e 14 yılda modern bir çöp tesisi bile kuramadın. Olmuyor işte... Israr etmenin anlamı yok...