• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Türkiye’nin önünde çok büyük bir fırsat var ERHAN GÜLENÇ

Türkiye’nin önünde çok büyük bir fırsat var

erhan.gulenc@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.09.2018, 00:00

Türkiye, döviz kurları üzerinden maruz kaldığı ekonomik saldırıya güçlü bir şekilde karşı koyuyor. Bu süreçte uluslararası finans çevreleri ve içimizdeki malum koro, Türkiye'yi büyük bir kriz beklediği algısı oluşturmak istiyor.
Dünyadaki sıcak para sahipleri de ellerini ovuşturarak Türkiye Merkez Banka'nın faizleri artırmasını bekliyor.
Ekonomideki son durumu İzmir ve Türk iş dünyasının duayen ismi Ali Nail Kubalı ile konuştuk. Çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Kubalı, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın faizlerin yükseltilmesine karşı çıkmasını sonuna kadar doğru bulduğunu ve desteklediğini vurguladı.

FIRSATI KAÇIRTMAYA ÇALIŞIYORLAR

Kurların geldiği nokta itibariyle Türkiye'nin önünde büyük bir fırsat çıktığını dile getiren Kubalı, bunun da ihracattaki fiyat avantajı olduğunu dile getirdi.
"Türkiye bu fırsatı 1994, 1998 ve 2001 krizinde de yakaladı ancak kredi derecelendirme kuruluşları, IMF ve benzerlerinin 'Cambaza bak' oyunuyla karşılaştık.
Bize o dönemki fırsatı kaçırtanlar, bu defa da önümüzdeki fırsatı görmememiz için ellerinden geleni yapıyorlar" dedi.

'SICAK PARA SÖMÜRÜR'

Bu yüzden Erdoğan'ın faiz artırımına karşı çıkmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Kubalı, şöyle devam etti:
"Faiz artırırsanız sıcak paraya şunu demiş olursunuz: 'Ey sıcak para gel bizi sömür.
Bizim ülkemize gelip borsamızı manipüle et, sonra da ilk korkuda kaç git.' Bu kökünden yanlış. Ben bunu ta 1994 krizinden beri söylüyorum. Sıcak para ile ekonomi dengelenmez, sıcak para ilk fırsatta kaçar ve kriz olur. Bakın Arjantin, faizleri 24 puan artırdı ama döviz fiyatları düşmedi. Hem faiz hem kurların artması sanayiyi bitirir. Şimdi bıraksalar Merkez Bankası faizi artırsa geçici bir morfin yemiş gibi biraz rahatlarız ancak sıcak para ilk panikte yine çıkar, Türkiye'nin altı üstüne gelir. Bunun yerine ihracatı artıracak, ithalatı azaltacak kalıcı bir kur politikası belirlensin" diye konuştu.

IMF, BİZE FARKLI ABD'YE FARKLI

Bazı çevrelerin Türkiye'yi şu an yeniden IMF'in kucağına itmeye çalıştığını dile getiren Kubalı, "O zaman IMF de gelecek ve bize geçmişte yaptığı gibi 'Kemerleri sıkın, parayı pahalılandırıp para arzını azaltın' diyecek. Ama aynı IMF, ABD'de bir kriz olduğu zaman tam tersini söylüyor. 'Para arzını artırın bankaları destekleyin' diyor" ifadelerini kullandı.

"GELİŞEN TÜRKİYE İSTEMİYORLAR"

Döviz açığını en doğal ve sağlıklı kapatma yönteminin ithalat kadar ihracat yapmak olduğunu dile getiren Kubalı, şunları dile getirdi: "Bakın kredi derecelendirme kuruluşları, IMF ve benzerleri neden bize ihracatı artırmaktan bahsetmiyorlar.
Çünkü rekabet olanakları ve verimliliği artmış, döviz fazlası veren, bu artan dövizle silah sanayisi de dahil ağır sanayi, yüksek teknoloji, ileri eğitim yatırımları yapabilecek 80 milyon genç nüfuslu bir Türkiye görmek istemiyorlar.
Ülkemizin çok büyük bir potansiyeli var.
Doğru kurla yani doğru ihracat ve ithalat fiyatıyla cari fazla bile veririz. Nasıl Çin hızla kalkındıysa biz de süratle gelişiriz." Yerimizin sonuna geldik. Yarın da Kubalı'nın ihracatın artırılıp ithalatın azaltılması için önerdiği formülünü sizlere aktaracağım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA