Erhan Gülenç

Türkiye ne dediyse o!

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, sizinle paylaştığım bu tweeti 26 Haziran 2015'te yazmış ve tüm dünyaya bedeli ne olursa olsun güney sınırlarımızda bir terör devleti kurdurmayacağımızı ilan etmişti...
İşte bugün gelinen nokta ortada. Türkiye, güney sınırında ABD destekli bir terör devleti kurulma olasılığını tarihe gömdü.
Fırat'ın Doğusundaki PKK/YPG'ye yönelik başlatılan Barış Pınarı Harekatı'nın ardından ABD, Türkiye'nin tüm şartlarını kabul etti ve teröristlerini aşağı bölgelere çekti. Terör örgütü, Rusya ile de varılan mutabakat çerçevesinde sınırımızdan 30 kilometre uzaklaştı.
BAĞIRSALAR DA KERVAN YÜRÜYOR
Bu, ABD'nin yanı sıra Suriye'nin eski sömürgecisi Fransa'yı da kudurttu. Çünkü, onlar da ABD'yle birlikte bu terör devletinin hamilerinden biriydi. Ama Türkiye'nin bu hamlesiyle ABD gibi Fransızlar da saf dışı oldu. Bir Fransız dergisi, kapağında, "Erdoğan'ın metodu etnik temizlik? Yok edici" diye iftira atmış. Fransız dergileri daha önce de Erdoğan için "En tehlikeli Türk", "Diktatör" gibi başlıklar atmıştı.
Ama bu küstah başlıklar, Türkiye'nin dediğini yapmasının önüne geçemedi.
Türkiye 2015'te söylediğini 2019'da yaptı.
Bu durumu çok iyi ifade eden meşhur bir atasözümüz var ama ben onu biraz yumuşatarak şöyle söyleyeyim: Siz daha çok bağırırsınız ama Türkiye de kervanını yürütmeye böyle devam eder!
TARİHİ FARK!
Bu köşede geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Trump'ın Başkan Erdoğan'a gönderdiği küstah mektupla, 1964'te dönemin Amerikan Başkanı Johnson'ın Başbakan İsmet İnönü'ye yolladığı benzer içerikteki mektubun ardından Türkiye tarafından gösterilen refleksi kıyaslamıştım.
Özetle, Johnson'ın mektubunun ardından Türkiye'nin Kıbrıs'a çıkarmasını 10 yıl yapamadığını, oysa Trump'ın mektubuna Barış Pınarı Harekatı aynı gün içinde başlatılarak cevap verildiğini ifade etmiştim.
ALTTAN ALAN İFADELER
Ayrıca, iddia edildiği gibi İnönü'nün ünlü "Yeni bir dünya kurulur Türkiye de orada yerini alır" sözünün Johnson'a cevaben söylenmediğini ifade etmiştim.
Bu arada İnönü'nün yazdığı cevap mektubunda Johnson'a "Yardımcı olursanız, Amerikan milletinin tabiatında bulunan adalet hissini kudretli otoritenizle tatbik ettirirseniz meselenin halli mümkündür" şeklinde ifadeler kullandığına da dikkat çekmiştim.
ABD'NİN UÇAĞINA BİNMİŞTİ
Başkan Erdoğan, önceki akşam katıldığı TV programında, "13 Kasım'da ABD'ye giderken bu mektubu da yanımızda götürüp Trump'a göstereceğiz" dedi.
Bu sözün ardından yukarıda saydığım farklara bir yenisini eklemek de kaçınılmaz oldu.
Erdoğan, o mektubu Trump'a gösterip gereken cevabı verecek. Bunun ne anlama geldiği malumunuz. Oysa İnönü o küstah mektubu aldıktan sonra ABD'ye Amerikan Başkanı'nın gönderdiği Air Force One uçağına binerek gitmişti. O günkü Türkiye ile bugünkü Türkiye arasındaki fark karşılaştırılırken bu önemli ayrıntı da atlanmasın lüften...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.