İzmir'de trafik almış başını gitmiş. Denize hala lağım akıyor. Kirlilikten Körfez'de her yeri deniz marulu sarmış halde. Daha bir yıl önceki depremde 117 canını yitiren kentte yüzbinlerce konut adeta birer tabut halinde yeni bir depremi bekliyor. Kentteki yapıların yüzde 80'inin yıkılıp yeniden inşa edilmesi gerekiyor.
Ancak kentsel dönüşümde lokotomif olması gereken İzmir Büyükşehir Belediyesi, neredeyse çivi çakmıyor. Bu arada şehri her yağmurda sel götürüyor...
Hal böyleyken Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan beyimiz Tunç Soyer ise, İskoçya'nın başkenti Glasgow'da konferanslar veriyor, entelektüel açılımlarda bulunuyor.
İZMİRLİNİN KARNI TOK
Daha önceki hafta Karabağlar'da Uzundere ve Yurtoğlu mahallelerinin sakinleri 9 yıldır yapılamayan kentsel dönüşüm konusunda isyanlarını CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na bizzat anlattılar. Soyer'i de "Bizimle muhatap olmuyor" diyerek şikayet ettiler...
Ancak Soyer oralı bile olmadı...
Dün bir kez daha eylem yaparak seslerini duyurmaya çalışan Uzundereli dönüşümzedelere 45 gün sonrası için randevu verip soluğu Glasgow'da aldı.
Orada 'entellik' taslıyor.
Neymiş, "çok katmanlılıkmış", neymiş "döngüsel kültürmüş"... Evet evet, İskoçya'da bu konuları anlatmış... Bir de bunu aynı başlıklı basın bültenleriyle gazete ve televizyonlara duyuruyor. Sayın Soyer!
Allah aşkına siz neyin kafasını yaşıyorsunuz? Localar ve gizli mahfillerde size belletilen kavramlara, entel söylemlere İzmirlinin karnı tok...
ÖNCE TEMEL İHTİYAÇLAR
Siz önce bu şehrin, trafiğini, kanalizasyon, arıtma ve Körfez kirliliği sorunlarını bir çözün, vatandaşı temel şehircilik hizmetleri konusunda memnun edin de ondan sonra "çok katmanlılık", "döngüsel kültür" gibi konulardan bahsedin...
Siz daha bu kentin temel ihtiyaçlarını karşılayamıyorsunuz, kalkmış neler anlatıyorsunuz?
Tabii ki, iklim değişikliğini düşüneceğiz, önlem alacağız ancak siz daha su, kanalizasyon, ulaşım sorununu çözememişken böyle konulara kafa yormanızın, Bizanslıların İstanbul fethedilirken meleklerin cinsiyetini tartışmasından bir farkı yok. Aynı şekilde ekmek bulamayan vatandaşa "Pasta yiyin" demekten de...
Bırakın bu işleri de İzmir gerçeğine dönün...
İzmir Körfezi'ni kirlilikten deniz marulu sarmış durumda.
HAVLUYU İLK ULAŞIMDA ATTI
İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni 15 yıl yöneten Aziz Kocaoğlu, çok bir hizmet yapmasa da sağlam bir kasa bıraktı. Belediyenin mali gücü gerçekten fevkaladeydi.
Seferihisar'daki 10 yıllık görev süresinde ilçenin en değerli arazilerini satıp üzerine belediyeyi de 140 milyon lira borçlandırmayı beceren Soyer, Büyükşehir'de de tam bir mirasyedi gibi Kocaoğlu'nun hizmet yapmayıp kasada biriktirdiği o paraları yiyor.
TABLO AĞIRLAŞIYOR
Büyükşehir'in 1000'den fazla konutunu ve yüzlerce arsasını sattı. Bunun yanında belediyenin borcunu da 4 milyar lira civarından 12 milyar lira seviyelerine çıkardı. Tablo giderek ağırlaşırken Soyer, havluyu ilk olarak toplu ulaşımda attı. Glasgow'da "döngüsel kültürden" bahsederken dün üşenmeyip belediyeden bir de basın bülteni yayınlattı.
Hükümetten toplu ulaşım hizmetlerinde KDV ve ÖTV muafiyeti getirilmesi talebinde bulundu. Sen ESHOT'u kötü yönet, İZDENİZ'e de makam şoförünü ve okul arkadaşlarını yönetici yap. Sonra zarar edince "Hükümet KDV ve ÖTV'yi kaldırsın" de. Diğer belediyeler bu işi nasıl yapabiliyor da sen yapamıyorsun?
Bu açıklama Soyer'in toplu ulaşımda havlu attığının ve önümüzdeki süreçte İzmirlilere 'zarar ediyorum' diyerek ulaşımda ağır eziyetler çektireceğinin itirafıdır.