Sevgili okurlar...
Bugün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in kentin parasını nasıl çarçur ettiğini en bariz şekilde anlatan bir örneği dikkatinize sunacağım.
Soyer, bugün toplam hasılatı personel giderlerini bile karşılayamadığı Sayıştay raporuyla tescillenen İZDENİZ şirketi üzerinden İzmirlinin parasını har vurup harman savuruyor.
"İZDENİZ'in vapurları fırtınalarda açıkta bekliyor. Korunacak yerleri yok" diyerek bu şirkete aylık 480 bin liraya İnciraltı'ndaki Levent Marina'yı kiralattı.
DERİNLİK VE ALANI YETERSİZ ÇIKTI
Ancak ortaya çıktı ki, bu marina İZDENİZ'in gemilerinin yanaşabilmesi için gerekli derinlik ve manevra alanına sahip değil...
Yani aylık 480 bin lira kira verilen bu tesis boşu boşuna kiralamış... Bugüne kadar tek bir vapur burayı kullanmadı. Peki bu tesis ne işe yaradı? Zevk-i sefaya...
RESTORANDA YİYİP İÇİYORLAR
Soyer buraya belediyenin bir diğer "zarar rekortmeni" şirketi Grand Plaza'ya restoran ve kafeteryalar açtırdı. Şimdi burada yemekli etkinlikler düzenliyor.
Başkanvekili Mustafa Özuslu'nun da burayı sık kullandığı biliniyor. Böyle astronomik kira ödenen tesisin başka hiçbir işe yaradığı yok. Sayıştay raporunda tesisin verimli kullanılmadığına vurgu yapılarak, "Marinanın çekek yerinin önceki kiracı tarafından kullanılamaz hale getirilmesi sebebiyle etkin olarak kullanılamadığı ve çekek yerinden elde edilecek hasılattan mahrum kalındığı görülmüştür" deniliyor.
TEVFİK FİKRET'İN MEŞHUR ŞİİRİ
İşte durum böyleyken Soyer, dün sabah burada CHP İl Başkanı Deniz Yücel ve Mustafa Özuslu'yu da yanına alarak Türk-İş'e bağlı sendikaların temsilcileriyle kahvaltı yaptı.
Burada Türk-İş temsilcilerine lafımız kesinlikle yok. Kendileri buraya davetli olarak üyelerinin haklarını konuşmaya gittiler. Misafire zeval olmaz. Ancak kahvaltıda çekilen fotoğrafları görünce Soyer ve Özuslu ile bu marina skandalına seyirci kalan CHP İl Başkanı Yücel'e ünlü şair Tevfik Fikret'in "Han-ı Yağma"(Yağma Sofrası) şiirinin şu mısralarıyla seslenmeden edemedim:
"Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!"