Türkiye, dünyada en çok turist çeken 6'ncı ülke olmayı başarsa da yıllardır dünya turizm gelirlerinde ilk 10'a giremiyor. Dünya ortalaması kişi başına 1066 dolar olan uluslararası turist harcamasının ülkemizde 750 doları aşamadığına dikkat çeken Yaşar Üniversitesi Turizm Rehberliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan İçöz, Türkiye'nin turizmde ucuza gittiğini savunuyor.
İçöz, geçtiğimiz yıl 33 milyon 827 bin yabancı turisti ağırlayan Türkiye'nin kişi başına harcamada dünya ortalaması ile oluşan negatif fark nedeniyle yıllık 10 milyar dolara yaklaşan bir gelir kaybı yaşadığının tahmin edildiğini söylüyor.
Prof. İçöz'den satırbaşları:
* Türkiye turizmi sayısal veriler açısından dünya ortalamasının çok üzerinde gerçekleşti. 1980'li yılların başında 1 milyon kişinin altındaki rakamlarla telaffuz edilen yabancı ziyaretçi sayısı, 1985 yılında 1 milyonun, 2000 yılında da 10 milyonun üzerine çıktı.
* Yine 1980'de yabancı turistlerden elde edilen gelir 327 milyon dolar iken 2013 yılında bu rakam 25.3 milyar dolar seviyesine kadar yükseldi.
* Türkiye turizmde fazla zaman kaybetmeden bir dönüşüm sürecine girmeli ve harcama düzeyi yüksek ancak çevreye verdiği zarar ve maliyetler nispeten düşük olan özel turizm türlerine yönelmeli.
* Büyük kentler ve benzeri merkezlerde kongre, sergi ve toplantı turizmi; kırsal alanlarda kırsal turizm; sağlık merkezlerinin yoğunlaştığı bölgelerde sağlık turizmi, tıp turizmi ve termal turizme yönelmeli.
hayattan
Ateş böcekleri gitti; sivrisinekler geldi
Kent Bilimci Mimar Ahmet Vefik Alp, "Ben proje adamıyım, projeler yaparak ekmeğimi kazanıyorum. Ancak bir yerde dur demek gerektiğini artık görüyorum." diyor ve ekliyor:
"Havalar giderek ısınıyor, nem artıyor. Yanıp sönen ateş böceklerinin yerini sivri sinekler alıyor. Artık güzelim ilkbaharlar, sonbaharlar neredeyse yok. Çünkü 'ekobalans' bozuldu, daha doğrusu biz bozduk."
* * *
Teknolojiyi yükseltirken ekobalansı bozduk, yaşamı hormonladık, genetikle oynadık.
Doğayı yiyip bitiriyoruz. Altyapısı, şehirciliği özürlü şehirlerimizi taşıyabileceğinin 3 katı insanla dolduruyoruz. Ülke ekonomisini imar rantına endeksledik.
Prof. Alp'in verdiği bilgilere göre; şehirlerimiz birer birer 'Ekümenopolis' oluyor. Ekümenopolis ünlü Yunan kentbilimci Doxiadis'in oluşturduğu bir kelimedir. 'Polis' şehir demektir. Büyüğü 'Metropolis', daha büyüğü 'Megapolis'tir. Skalanın en tepesinde ise kabus ve korku şehri 'Ekümenopolis' vardır.
* * *
Prof. Ahmet Vefik Alp'i dinlemeye devam:
"Herkesin anlayacağı dilden söylersek Ekümenopolis deyimi nüfusu 30.000.000'lara dayanmış, her tarafı betonlanmış, havası, yeşili, suyu tükenmiş, yaşanması bir izdırap, bir çile olan, hastalanmış, bitkisel yaşama girmiş ölümü bekleyen kanserli kentleri tanımlamak için kullanılmaktadır. Burada bir taraftan kuraklık, bir taraftan seller yaşanır."
küpe
Şarap, genç-ihtiyar bütün erkeklere yarar. Fakat, kadınlara yaraması için kocalarının içmesi lazımdır.
Fransız atasözü
günün fıkrası
Noksan tarafı
İki aile dostu, bir taraftan bezik oynuyor, bir taraftan da sohbet ediyordu. Yeni evli olanı:
"Benim karım pek zekidir. Ne zaman önemli bir şey aldırmak istese, önüme en sevdiğim nefis bir beyin tavası koyar" dedi.
Arkadaşı tamamladı:
"Desene senin en zayıf tarafını karın da öğrenmiş..."
laflama
* Seçimler bitti. Şimdi açık açık konuşalım seninle ey halkım. Ülkesinden ve geleceğinden sorumlu BİREY mi olacaksın, yoksa sandıktan sandığa oy kullanan BİR REY olarak mı kalacaksın?
* Benim Cumhurbaşkanı adayım; elbette kendim!
* PRENS-İP sahibi kızlar, beyaz atlı PRENS'lerini asla bulamazlar...
* Hani Milli Eğitim Bakanlığı veliler için e-karne olayı başlatmıştı ya. Benim oğlan 'Baba TİB e-karne uygulamasına erişim engeli koydu' dedi. Çocuğa inansam mı dostlar, inanmasam mı?
* Seçimler bitti hemen zamlar başladı. Eeee SANDIK'tan sonra vatandaş olarak YANDIK!
İbrahim Ormancı'dan
