Kütüphaneciler Kralı, hazırladığı yeni kitabın basımı için yayınevi arayışı ve yakın dostlarıyla hasret giderme adına Ankara'ya uçtu.
Kitap, İran'la ilgili bir belgesel / gezi notları olduğu için öncelikle İran Büyükelçiliği'ne uğradı. İran'la ilgili basılı kitap ve dergilere ulaştı. Önceki kitaplarından takdim etti sorumlu kişilere.. Bir buçuk saat süren görüşmede kendini oradakilerle akraba gibi hissetti. Tehran, Meşhed anılarını dillendirdi.
Tatlılarını yedi, çaylarını içti.
Çayyolu'ndaki öğle yemeğinde Kemal Nehrozoğlu ile İran'a yaptığı gezi notlarını / anılarını paylaştı. Balkanları ve İran'ı anlatan kitabının prova baskısını armağan etti. Biliyor ki, sayın Nehrozoğlu hemen okuyup kitabıyla ilgili kendisine bilgi verecek. Çünkü basılan her kitabını öncelikle gönderdiği üç kişiden biri Nehrozoğlu.
Arkadium AVM'de geçen saatlerde paylaşılan konular, cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği, Muğla Valiliği ve Mardin anılarıydı.
Bir de Recai'nin öğretmenlik yılları / kütüphanecilik anıları...
Kısmet olursa Mardin'de, Rasime Şeyhoğlu Kütüphanesi açılışında da birlikte olacaklar. Kemal Nehrozoğlu, Şeyhoğlu Kütüphaneleri'nin gelişiminde önemli katkıları olan bir isim. Recai'nin 'Can abi'lerinden...
***
Kızılay'da Türk Hukuk Kurumu'nda Yekta Güngör Özden ile buluştu. Uzun uzadıya bir görüşme/ buluşmaydı bu. Rasime- Recai Şeyhoğlu Kütüphaneleri'nin 4 'ünü Yekta Bey açmıştı 2004 yılında.
Yekta Güngör Özden, Şeyhoğlu Ailesi'nin yere göğe sığdıramadığı bir aile dostu. Can dostu...
Gül Meriç Coşkun ile Mülkiyeliler Birliği Lokali'ndeki buluşma ise biraz hüzün - biraz romantizm, fazlasıyla da özlem yüklü biraraya gelişti. Aynı okulda çalışmışlardı yıllar önce. Unutulmaz bayram kutlama programlarına imza atmış ikiliydi Recai'yle Gül. Araya ayrılık girmiş, o Sivas'a atanmış ve uzun süre görüşememişlerdi. Bu arada bir çocuk kitabı yazmış, edebiyat ve yayın dünyasına adım atmıştı Ankara'da. Artık Ankaralıydı. Recai'nin yeni kitabıyla ilgili düşüncelerini dinleyince hemen yayıncı dostlarını çağırdı.