Çağımızın vebası gibi bir şey bu duygu. Karşımdaki insanların neyi duymak istediklerini uzun uzun düşünürüm.
Seni dinlemeye hazır olsalar bile, ilk fırsatta kendilerini anlatmaya başlarlar.
Yüzleşemedikleri ve itiraf edemedikleri duygularının yansımasını senden beklerken sürekli haklı çıkmaya çalıştıkları bir kaosun içinde olurlar. Yaşam savaşının içinde kimse korkularına yenilmek, kaybetmek istemiyor. Hayat güçlüleri seviyor galiba.
Adlandıramadıkları düşüncelerin gerisinde yatan bu ezilmişlik duygusu yüzünden en yakınlarını kırıp öfkelerini onlardan çıkarıyorlar.
Kime neyi ispat etme çabasındayız.
Her canlının bir zayıf tarafı ve zaafı var. Güzellik, para, tercih edilme içgüdüsü, başarılı olma hırsı ve daha benzer isteklerin altında bir de gizli ego savaşlarımız. Birimiz başını önüne eğerek, diğerimiz başını yukarıya kaldırarak hayata teşekkür ediyoruz. Sonuç evrende kayboluşlarımız sürene kadar bu uzun yaşam savaşı devam edecek. İnsanlığın son noktasına gelene dek.
FARK EDİLMEME YARASI
Kendimizle yüzleşmeyi beceremiyoruz.
Başkalarını eleştirirken aslan kesiliyor, bizi eleştirenlere tırmık atıyoruz. Herkes birbirinin aynası, Temelde hepimiz aynıyız.
Tecrübelerimiz farklı olduğu için çarpışıyoruz.
Günümüzün en büyük hastalığı. İçsel kaygıların yarattığı kırgınlıklarını bir başkasına yüklemek. Sosyal ve aile içinde yaşanan olayların temeli çocukluk yıllarımıza dayanırken, herkes kendi yaşanmışlıklarından yola çıkarak, kendi katmanlarında saklı düşüncelerinin verdiği baskıya bedeni ve ruhu dayanamıyor. Kişi önemli olduğunu bilmesi kadar ona mutluluk veren bir duygu yok. Bu tatmin edilmediği zaman da, çevresinden onay alma çabaları içinde oluyor.
Yüzyıllardır aile ve yuva içinde yaşanan çekişmelerin kaosunda kişilerin kıyıda köşe kalmış beklentilerinin büyüyüp dağ gibi olmasına neden, fark edilmemiş olmanın kanayan yarası var eminim. Daha sonra kabuk tutması ve dökülmesi bile, izlerinin yok olmasına neden olmuyor. Hep içsel bir gizlilik içinde "Ben haklıyım" duygusu var.
Temizleyemediğimiz bilinçaltlarımızın tortularıyla geçen kocaman bir hayat. Hatırlayamadığımız anların suçlusu kim? Bu dünya kurallarına mazeretimiz de var itirazımız da. Yine de evren kanunlarına boynumuz kıldan ince diyelim, hayata devam edelim.
Başka seçeneğimiz maalesef yok.
GÜNÜN SÖZÜ
İki yanlış bir doğru etmez ama iyi bir mazeret eder.
(Thomas Szasz)
