• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın

HÜSEYİN KOCABIYIK

Sizi niçin bu kadar çok yanıltıyorlar Paşam?

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12 Şubat 2010
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a sempatim giderek artıyor. Bir Genelkurmay Başkanı olarak çok zor bir dönem geçirdiği malum. Bu zor günlerde hem komuta ettiği Ordu'yu korumaya çalışıyor hem de hukukun Ordu içerisindeki hukuksuzlukların hesabını sormasının önünü açmaya çalışıyor.
Yine son dönemlerde İnönü ve Kazım Karabekir gibi Milli Mücadele kahramanlarını anma toplantıları düzenlemesi, ona sempatimin artmasına neden olan olaylar. Ancak, iki şeyi yapmaya devam ediyor ki, üzüntü vericidir. Birincisi çok konuşuyor. Bir Genelkurmay Başkanı ne olursa olsun, haftada iki röportaj vermez. Hem de "kullanılabilir gazeteci" namıyla asker andıçlarına geçmiş gazetecilere. Siz böyle devam ederseniz birisi de çıkar sorar, "Ne oluyor paşalar, biriniz susuyor diğeriniz konuşuyor, Cumhuriyet Başsavcısı'na 'Ak Parti'yi kapatın' diye mesaj mı vermeye çalışıyorsunuz?" diye. İlker Başbuğ'un ikinci ve birincisinden daha vahim hatası şu: Bunu söylerken utanıyorum ama karargahı Türkiye'nin Genelkurmay Başkanı'na durmadan "yalan" söyletiyor. Ben bu köşeden en az 10 kere yazdım, "karargahınız sizi yanıltıyor" diye. Ama aynı hatalar devam ediyor.
***
Sıralayalım bu hataları: Önce yaptığı basın toplantısında Poyrazköy'de çıkan silahlar için eline aldığı bir kullanılmış lav silahını göstererek, "Bu bir borudur, oraya bu kullanılmış boruyu niye gömmüşler anlamadım" dedi. Oysa orada hiç kullanılmamış 25 tane daha lav silahı bulunmuştu. Aynı toplantıda orada bulunan silahların Ordu ile alakası olmadığını söyledi.
15 gün sonra MKE Kurumu, o silahların kendileri tarafından Ordu'nun envanterine verildiğini resmen açıkladı. Uzatmayayım, "Poyrazköy'e sivillerin elini kolunu sallayarak gireceği beyanatının da, dağda soğukta bırakılan muhabir" beyanatının da gerçeği yansıtmadığı hemen ortaya çıktı. Bir Genelkurmay Başkanı, üstelik İlker Başbuğ gibi ciddi bir komutan alenen yalan söylemeyeceğine göre, onu beceriksiz karargahı yanıltıyor demektir. İyi ama şu yukarıda yazdıklarım yazıldı çizildi. Bundan sonra biraz daha dikkatli olunamaz mıydı? Hayır, aynı karargah komutanlarını yalancı bizi de salak durumuna düşürmek için ellerinden geleni yapıyor. İşin ilginç tarafı ben karargahtaki görevlilerin de tabii ki bir kötü niyetleri olmadığını biliyorum. Sorun oradakilerin fikri takip sahibi olmamaları ve interneti iyi kullanamamalarıdır. Ama sebep oldukları durum vahimdir.
***
İşte son olay: İlker Başbuğ çarşamba günkü HaberTürk Gazetesi'ne bir beyanat veriyor. Konu komutanlara suikast. "Hani suikast yapacaklardı, neden iddianamede tek satır yok? Böyle rezillik olur mu? Yeter yahu!" diyor Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ. Oysa çok yanılıyor. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen Poyrazköy iddianamesinin 17. sayfasında bu suikast planının detayları uzun uzun anlatılıyor, suçlanan şahıslarla ilgili deliller ortaya konuyor. Şimdi bu son olaydan sonra "bir ordunun en üst komutanı bir yıl içerisinde kamuoyu önünde nasıl bu kadar yanıltılabilir" diye sormak hakkımız değil mi? Yeter yahu!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.