Bugün bize komik geliyor ama tren İstanbul'a ilk geldiği vakit bir kısım ulema, "Bu gavur icadıdır, binmek caiz değildir" diye fetva vermişti. İkinci Mahmut'a niye, "Gavur Padişah" denmişti? Çünkü, setre pantolonu ve fesi yeni giyim tarzı olarak benimsemişti. Peki, bazı tutucu çevreler Mustafa Kemal'in en çok hangi yeniliğine bir türlü ısınamamıştı? Fesin yerine şapkayı getirmesi. Ne kadar ilginç değil mi? İkinci Mahmut'a fesi getirdiği için "gavur" diyen kişi ile Mustafa Kemal'in fes yerine şapkayı getirmesine, "Bizi gavur yapacak" diyen kişi, aynı kişi. Bu anekdottan çıkaracağımız en temel ders herhalde şudur: Her değişim girişimi insanları korkutur; her yenilik belli bir insan kümesinde ellerindekini kaybetme kaygısı yaratır ve bir direnç duygusu uyandırır.
***
Biz bu anekdotları bugün eğlenceli bir şekilde hatırlıyoruz ama bir yandan da hayretle görüyoruz ki, İkinci Mahmut'tan beri aslında çok fazla değişen bir şey yok. Aynı tutuculuk, değişime aynı ölçüde direnç göstermek bugün de aynen geçerli. Dün getirdikleri yeniliklerden dolayı "gavur" damgası yiyen İslam Halifesi Sultan Mahmut ve Atatürk'ün yerine bugün rahatlıkla Başbakan Erdoğan'ı koyabilirsiniz.
Bugünün tutucuları, aynı dünün tutucuları gibi, değişimin yarattığı korku ve kaygılarla, Başbakan Erdoğan'ın ülkeyi bir din devletine götürdüğünü, bu anayasa değişikliğ ile bir "sivil dikta" kuracağını söylüyorlar. "Bizi gavur yapacak" diyenle daha çok özgürlük, daha çok hukuk ve demokrasi getireceği apaçık olan bir anayasa değişikliğini gerçekleştirdiği için "sivil dikta" kuracak diyen arasında en ufak bir fark var mı?
***
Oysa, kendi kendine kötülük eden bir toplum olmaz. Anayasa oylamasında "hayır" demeyi düşünenler ne kötü niyetli oldukları için ne de cahil oldukları için bu kanaati taşıyorlar. Anayasa paketini şöyle kabaca okusalar ve bir takım önyargılarını bir kenara bıraksalar, eminim "hayır" diyenlerin bir çoğu bu paketin ülkemizin ve hepimizin geleceği için ne kadar önemli olduğunu idrak ederler.
Hangi vicdanlı kadın kendine yepyeni haklar getiren bir yeni anayasaya "hayır" der? Hangi vicdanlı ana-baba çocuk istismarıyla mücadeleyi ve çocukların korunmasını anayasa maddesi haline getiren bir düzenlemeye "hayır" diyebilir? Hangi akıllı işadamı "kişisel verilerin korunması, yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması, Ekonomik ve Sosyal Konseyin kurulması, ombudsman" gibi yeniliklere gözü kara "hayır" oyu verebilir? Ve hangi sağduyulu sıradan vatandaş Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkını önemsiz bir hak sayabilir?
O nedenle, 12 Eylül'de yapılacak oylama aslında bir vicdan oylaması olacaktır.
