Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Ziya Gökalp için, "Fikirlerimin babası" dermiş. Gururla ifade etmeliyim ki, benim fikirlerimin babası da Aydın Menderes'tir. Devlete dair kavramları, teorileri, düşünce dünyasının bin bir konu başlığını kitaplardan öğrendim. Ama Türkiye'ye, dünyaya, devlete ve insana dair idrak düzeyinde bir kavrayışın sahibi olmak, Aydın Menderes'in rahleyi tedrisinden geçmekle mümkün olmuştur. Bugün sahip olduğum birikim onun derin tarih bilincinin, devlet görgüsünün, büyük düşünce gücünün kırıntılarıdır.
***
Aydın Menderes, şahit olmuşumdur ki, bu dünyada kendisine altın tepside sunulan makam ve mansıpları elinin tersiyle iten adamdır. Hem rahmetli Özal, hem de Demirel kendisine başbakanlığı teklif etmiştir. Belki de o sahici ve derin bilgeliği, ruh asaleti onun cari siyasetin çirkin ortamına girmesine mani oldu. Bugün, elem verici bir kaza sonucu tekerlekli sandalyeye mahkum bir insan Aydın Menderes. Ama Allah ayaklarının ve diğer uzuvlarının tüm yeteneğini ona düşünce gücü olarak tekrar iade etmiş sanki. Pırıl pırıl bir beyin. Yaratıcı bir zeka. Bir sağduyu abidesi...
Bu tarihi şahsiyet şimdi yine tarihi bir marka olan Yeni Asır'la buluştu. Artık bu büyük bilgelik çeşmesinden Yeni Asır'da kana kana içeceğiz. Menderes okumanın, onun bilgeliğinden yararlanmanın bir ayrıcalık olduğunun herkes farkına varacak. Şebnem Bursalı'yı tebrik ediyorum, Yeni Asır ve Menderes gibi Ege'nin iki büyük ismini bir araya getirmekle büyük iş başardı.
Menderes'e, saygıyla, Yeni Asır'a hoş geldiniz diyorum.
Sizin gibi Müslümanın...
Milli görüşmüş, insanlığın saadetiymiş... Fatih Sultan Mehmet'in torunlarıymış...
Yalan! Hepsi yalan. Yıllarca Müslümanları sömürdünüz. Gavur ellerinde Müslümanların alın teriyle kazandığı paraları cami avlularında torbalara doldurdunuz, sonra da Mercimek hesaplarıyla faize yatırdınız. Bu iğrenç ticaretinizi Allah en ağır biçimde cezalandırdı; o paraların hepsi batan bankalarla yok oldu gitti. Yetmedi, yine cami avlularında, "namazdan daha önemli" diyerek hırsız şirketlere sermaye topladınız. Binlerce Müslüman tasarruflarını üç beş lira kazanayım diye size verdi. O insanların paralarını "iç" edecek kadar adileştiniz. Bu millet size ağzınızdan düşürmediğiniz kelam aşkına her şeyi verdi. İktidar bile verdi. İsrail'le en çok anlaşmayı siz yaptınız. "Taksim'e cami, Çankaya'ya cami" dediniz, "rektörler başörtüsüne selam duracak" dediniz, hiçbir halt yiyemediniz. Bu ülkenin başına darbecileri bela ettiniz. O pis numaralarınızdan ikrah eden Tayyip Erdoğan, "yeter artık" dediği için onu düşman ilan ettiniz. Geçen cumayı Çankaya camiinde kıldım ben. Sizin sözünü edipte yapamadığınız her şeyi Tayyip Erdoğan yaptı. Şimdi, o sinsi başınızı yine deliğinizden çıkarmaya çalışıyorsunuz. Yine Müslüman kanı içeçeksiniz. Yine milletin inançları üzerinde tepineceksiniz. Yine milleti millete, milleti devlete kırdıracaksınız. Bu ülkenin oturmuş dengelerini bozacaksınız. Bu kötü niyetinizi tespit eden temiz bir insana, Numan Kurtulmuş'a saldırıyorsunuz şimdi. Mübarek Ramazan ayında, bir iftar sofrasında, yabancı konukların önünde, insanların ruhaniyet deryasında yüzdüğü bir zamanda terör estiriyorsunuz. Yazıklar olsun size.
Şu yaptığınız şeyin Mavi Marmara'ya saldıran İsraillilerin yaptığından ne farkı var!
