Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yılın ilk çeyreğinde tarım sektörünün yüzde 7,5 büyüdüğünü ve sektördeki büyümenin kesintisiz 10 çeyrektir devam ettiğini söylüyor.
Toplumun önemli bir bölümü bu sözlere inanmak istemiyor! Pakdemirli, tarım sektörünün, 11 milyar doları aşan dış satımla tarihin en yüksek Ocak-Mayıs ihracatını gerçekleştirdiğini ifade ediyor. Yine bu sözlere şüphe ile bakılıyor. Pakdemirli, "2020'de, Türkiye'de tarımsal hasıla bir önceki yıla göre yüzde 20 arttı ve 333,3 milyar lirayla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık" diyor. Halk arasında, "Acaba?" deniliyor. Pakdemirli'nin, "2020 yılında yüzde 4,8 büyüyen tarım, son 3 yıldaki en yüksek büyüme rakamına ulaştı. Tarım, gıda ve orman ürünleri ihracatımız, 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5 artışla 20,7 milyar dolara ulaştı. Dış ticaret fazlası ise yüzde 9 artışla 5,5 milyar dolar olarak gerçekleşti" şeklindeki tespitlerine karşı kamuoyunda hâlâ aynı inançsızlık!
EN YÜKSEK 5 AYLIK İHRACAT
Oysa Bakan Pakdemirli doğru söylüyor.
Bu bilgi ve rakamların hepsi gerçek!
Devam edeyim; Türkiye'nin tarım, gıda ve orman ürünleri ihracatı Ocak-Mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18,2 artışla 11 milyar 57 milyon 202 bin dolara ulaştı. Tarım sektörünün yine aynı dönemde dış satışlarına bakıldığında Ocak-Mayıs 2021 tarihin en yüksek 5 aylık ihracatı olarak kayıtlara geçti. Böylece tarım sektörü Ocak-Mayıs döneminde ilk defa 10 milyar doları aşmış oluyor. Türkiye'nin tarım ihracatı, yılın ilk 5 ayında toplam ihracatın yüzde 13'ünü oluşturuyor. Tarıma bağlı sektörler arasında söz konusu dönemde en fazla ihracatı da 3 milyar 389 milyon 509 bin dolarla hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri gerçekleştiriyor.
ÖNYARGILAR VE ŞEHİR EFSANELERİ
Aslında bütün bunlar güzel gelişmeler ve sevinilecek şeyler, değil mi? Ama öyle olmuyor. Kamuoyunda öylesine bir ön yargı ve şehir efsanelerine dayalı bilgi kirliliği var ki, 'atomu parçalamak' daha kolay! Peki sorun ne? Şimdi ona gelelim.
Bu güzel ülkenin tarım sektöründe tüm sorunlar çözülmüş filan değil. Sık sık vurgu yaptığım söylemle, 'tarımda yapısal ve konjonktürel sorunlar' sürüp gidiyor. Ancak biz 'ağaçlara bakmaktan ormanı göremiyoruz', işte sorun burada!
"Şu ağaç hasta veya bu ağaç devrilmek üzere," diyerek sürekli mikro tespitler yapıyoruz ama bir yandan da orman büyüyor!
Bu gerçeği, bu olguyu görmemiz şart! Aksi halde Türkiye'nin tarım, gıda ve orman ürünleri sektörlerinde dünyanın ilk 10 ülkesinden biri olduğunu anlayamayız.
"Hadi canım sende, tarım mı kaldı?" diye konuşanlar, tek tek ağaçlar ile uğraşanlardır.
KAMUOYU VE HALKLA İLİŞKİLER
Evet doğru, çiftçi refahında somut gelişmeler sağlamada çok zorlanıyoruz.
Bu da diğer bir gerçek. Bu hususu yani çiftçi refahını mutlaka konuşmalıyız. Genel olarak tarımsal büyümenin çiftçilere doğrudan yansımasında sorun yaşıyoruz.
Hükümet ya da daha özelde Tarım ve Orman Bakanlığı, tarımsal büyüme ile çiftçinin satın alma gücünün artması arasındaki ilişkiyi masaya yatırmalı, bu konuda sonuç odaklı bir çalışma yapmalı diye düşünüyorum. Son söz; Bakan Pakdemirli'nin iyi niyetinin yanı sıra bu alandaki çabalarını yakından biliyorum ama kamuoyu ve halkla ilişkiler konusunda Bakanlık çıtayı çok yukarıya koymalı.