- Kapat o bluzun önünü!
- Doğru dürüst otur.
Her yerin gözüküyor!
- Sil o ruju. Ne biçim renk o öyle!
- Sen bu saatte tek başına sokağa mı çıkacaksın!
- Kimdi o yanındaki erkek!
- Eeee gezmeseymiş kadın başına...
- O nasıl bir gülüş öyle.
Ne yapıyorsun sen?
***
Bu sözleri duydunuz mu?
Peki söylediniz mi?
O zaman "kadına şiddetin" ne olduğunu biliyorsunuz demektir...
Ya "maruz" kaldınız ya da o şiddeti "uyguladınız!"
***
Hayır şiddet sadece bir kadına fiziki olarak zarar vermek değil...
Yeni bluzunu kendine çok yakıştıran bir kadının yüzündeki gülümseyişi, "Çıkar o üzerindekini" sözüyle silmektir mesela şiddet...
Bir arkadaş toplantısında attığı kahkahanın ardından, "sert" bir bakışla göz göze gelmesidir...
Vapur yolculuğunda denizin keyfini çıkarırken, "Ört şu eteğini" sözüyle, o mavi huzurundan sıyırıp, diken üstünde oturmasına neden olmaktır...
Evine giderken tacize uğrarsa, gözyaşları içinde bu olayı sevgilisine anlatırken karşısındaki erkeğin "Peki üzerinde ne vardı senin? Ne giymiştin?" diye sormasıdır...
***
Şiddet, bir kadının içinde, hüzne neden olmaktır...
Mutlu olduğu küçük anları elinden almak...
Onu "sonsuz" bir tedirginliğe mahkum etmek...
Evet evet tedirginlik...
Hep "doğru"yu yapmaya çalışmanın tedirginliği...
Doğru giysiyi giymeli...
Doğru konuşmalı...
Doğru yürümeli...
Doğru gülmeli...
Doğru oturmalı...
Doğru kişilerle, doğru vakitlerde görüşmeli...
Peki, kime göre doğru?
***
Hayatın bir "anayasası" varsa, onun "maddelerini" yazarken kimse sormamış kadınlara...
O yasanın önüne "kadınca" bir "ana" sözünü eklemişler o kadar!
Sonra da bu yazısız kurallara uymaları söylenmiş...
***
Bunları söylemek, hissetmek, düşünmek feministlik değil...
Bu erkek düşmanlığı hiç değil...
Bu, içindeki "tedirginliğe" mahkum edilen kadınların "anlaşılması" için bir çaba...
Bu, belki de "aşkı" korumaktır, kim bilir?
Kadınla, erkeğin arasındaki en güzel duygunun yerini almaya çalışan "şiddete" karşı bir mücadeledir...
Aramızdaki "aşk, "sevmek" denilen güzelliğin tahtına göz diken bir düşmana karşı açılan savaştır...
***
Bir erkeğin eline, sevdiği bir kadının elini tutmak yakışır çünkü... Onu öldüren bir bıçağı, silahı, pompalı tüfeği tutmak değil...
O eller, kadının yüzünü sevmek içindir... Tokatlayıp, yumruklamak için değil...
Bir kadın, onca saç rengini, modelini sevdiği erkek için yapar çoğu kez... O saçlarından tutulup, yerlerde sürüklenmek için değil..
***
O halde...
Bugün "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü"...
Ve kadınların tek başına verebileceği bir mücadele değil...
Bizi sevenlerin yanımızda olması gerek...
Elimizi tutanların...
Gözlerimizin içine gülümseyerek bakanların...
İçimizdeki tedirginliği, "Ben yanındayım" diyerek silenlerin...
Bugün... Ve geri kalan günlerde... Kimler bizimle!