MİLYAR DOLARLARA HÜKMEDEN KADINLAR / SEDA KAYA GÜLER
Bursa doğumlu Sena Kaleli, Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü mezunu. İsviçre ve Norveç'te bir süre kalarak hem yabancı dilini geliştiren hem de staj yapan Kaleli, 1980 yılında Kamil Koç Otobüsleri A.Ş bünyesine giriyor. Kurum içinde halkla ilişkilerden satın almaya kadar pek çok departmanda çalıştıktan sonra genel müdür yardımcılığı, genel müdür vekilliği, genel müdürlük ve icra kurulu başkanı olarak görev yapıyor.
ERKEKLER ARASINDA TEK
Tuttuğunu koparan kadınlardan Sena Kaleli. Kaleli, "Benim adıma mecbure derler zaten, hatta işgüzar. Hiçbir şeye kayıtsız kalamam, her konuda sorumluluk hissederim. Bir şeylerden mi kaçıyorsun diye sorarlar beni koştururken görenler. Öyle mutlu oluyorum ama. Rahatına düşkün insanların zorlanacağı şeyler benim için yapılması gereken doğal işlerdir. Onları yapmak benim yazgımdır diye düşünürüm. O görevleri, bana verilmiş gibi algılarım" diye kendini anlatıyor.
Başarılı olduğu bir erkek sektöründe en tepeye çıkmasından belli aslında. Kaleli, "Erkeksi bir dünyaydı ve ben onların anlayışında yaşamıyordum. Onlarla birlikte gece hayatına katılamazdım, dolayısıyla çok fazla iç içe olamadık. Hemen benimsemediler de beni. Kırılma noktaları yaşadım açıkçası. Beni vazgeçirmeye çalıştılar. Çok farklı ve kadınsı bir anlayışla geliyordum çünkü. Giysilerinden tutun da, otobüsteki tüm aksesuarlara kadar her şeye karıştım. Kimsenin daha önce dikkat etmediği, önemsemediği detaylar bunlar. Ne ikram edilecek, nasıl verilecek, eldiven takılacak, o kadar ayrıntıya girilince rahatsız oldular. Çok kontrol yapınca da caydırmaya kalkışıp, yollarda bıraktılar, küçük çaplı tehditlerde bulundular. Ama şimdi o kadar saygılılar ki, o kadar erkeğin içinde son derece kontrollü, yanlış yapmamış bir kadın olarak nasıl özverili çalıştığımı iyi bilirler" diyor.
Kadınların çok ayrıntıcı olduğunu ve ayrıntının da iş hayatında çok önemli olduğuna inanan Sena Kaleli, bu konuda şunları söylüyor: Dişil yönetim anlayışına çok inanıyorum. Katılımcı bir anlayış modeli bu. Ben her konuda bilgi sahibi olamam. Bilenlere danışmak, birlikte çalıştığınız ekibin de görüşlerine değer vermek gerekir. Kadınların en büyük başarısı da bence bu. Evde nasıl evlatlarına adalet duygusu içinde yaklaşıyorlarsa, işyerinde öyleler. Evi, eşlerine ve çocuklarına danışarak nasıl yönetiyorlarsa, işlerinde de yardımcılarına danışıyorlar.
KURALLARA UYARIM
İnatçı olduğuna ve bunun kötü bir şey olmadığına dikkat çeken Kaleli, "Başarmak için sonuna kadar savaşırım. Çok hırslıyımdır. İnsanlar güzel özellikleri, inat gibi, azim, hırs, alçakgönüllülüğü dışlamış, kötü değerler olarak bakmışlardır ama ben bunları önemsedim" diyor.
Kendisini anlatırken de şu ifadeleri kullanıyor: Dışarıdan bakınca ufak tefek, yumuşak görünürüm ama ilkeliyimdir. Kuralları birlikte koyarım ama en çok ben uyarım. Katı diyemem kendime ama esnek olduğumu düşünürüm. Ve iletişime çok önem veririm.
"Birbirimize her zaman destek olduk"
- Kaç yıllık evlisiniz?
26 yıl oldu. Eşim doktor. Önce ben onun kariyerine yardımcı oldum. Yurtdışında uzun süre kaldı, tek başıma çocuğu büyüttüm. Biz hiçbir zaman karışmadık. İkimiz de birbirimize yardımcı olduk. Zaman zaman bana sen çok hızlı gidiyorsun dediği de oldu ama benim frenim yok. Ama eşim bana her zaman destek oldu.
Siyaseti herkes denemeli
Yerel seçimlerde Bursa Büyükşehir Belediye başkanlığına aday olarak yoğun bir seçim kampanyası geçiren Sena Kaleli, siyasetle ilgili olarak şunları söylüyor:
- Neden siyaset?
Kadın-erkek herkesin yaşadığı toplulukla, şehirle ilgili sorumlulukları, borçları olduğuna inanan biriyim. Bursa'da doğdum ve hep doğduğum şehirde yaşadım. Başka illere ve yurtdışına gittiğimde gördüğüm güzellikleri kendi şehrimde de görmek veya kendi sahip olduklarıma başkası da sahip olsun isterim. Duyarsız kalamıyorum gördüğüm sorunlara. Bu nedenle STK'larda da çok çalıştım, hala çalışıyorum. Bir şeyler yapmaya ihtiyacı duyduğum anda aday olmam için teklif geldi. Elimi taşın altına sokmam lazım diye düşündüm. Aileme danışıp aday oldum.
- Siyaseti sevdiniz mi?
Başlangıçta siyaset çok hoşuma gitmedi. Çünkü ben söylemek gerekenleri söylemekten yanayım. Boş vaatlerde bulunmayı sevmiyorum. Ayrıca kavga etmeyi sevmiyorum. Kavga yerine ne yapacağımızı anlatmayı tercih ediyorum. Kampanya süresince de bunu yaptım.
- Pişman oldunuz mu?
Pişmanlık aklıma gelmedi. Ben bir yola girdim mi sonuna kadar giderim. Zorluklarını kabullenirim. Çok önemli bir iş üstlendim. Önemli bir sorumluluk. Kazanamadım ama Bursa'ya karşı sorumluluklarımı yerine getirmenin de rahatlığını yaşıyorum. Böyle bir girişimi aslında herkese tavsiye ederim. Bu da bir deneyim.