• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Sözde kadın programları

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 07.09.2016, 00:00

Bugün de "kadın" programı adı altında yayınlanan "sözde" kadın programlarını eleştirmeye devam. Bırakın kadınların ufkunu açmayı ya da onların hayatını kolaylaştıracak bilgiler vermeyi, bu programlar kadınları küçümseyerek adeta onlarla dalga geçiyor. Yeni yayın döneminde yine bu tür programlar ekranlarda boy gösteriyor. Kadınları "nesne"leştirmeyi esas alan programlardan biri de "Gelin Evi".
Dört beş yeni gelin, birbirlerinin evlerini geziyor, nişanlıklarını, gelinliklerini inceliyor, düğün videolarını izleyip en sonunda da ev sahibinin masasında karınlarını doyururken programın en başından beri yaptıkları gibi ev sahibinin ne derece iyi bir gelin, ne derece iyi bir kadın olduğunu sorguluyorlar.
Tek kelimeyle berbat bir fikir ve çok kötü bir program. Eleştirilecek o kadar yanı var ki, neresinden tutsanız elinizde kalıp çatır çatır parçalanıyor. Aşağıdaki yazıya "cinsomedya" adlı cinsiyetçi medya takip sitesinde rastladım.
Betül Başak kaleme almış. Ben de yazsam aynısını yazardım. Benim de görüşlerim aynı yani. O yüzden sözü Betül'e bırakıyorum:

EZİLME YARIŞI

"Erkek egemenliğine ne derece uyum sağlayıp, bunun altında ne derece ezildiklerini yarıştırıyorlar aslında. Kocasına, babasına layık bir kadın olmak zorunda bırakılmışlığın, bunun dışına çıkmaktan kat'i surette men edilmişliğin verdiği tutsaklıkla birbirlerine saldırıyorlar.
X hanım, y hanım'a duvarını neden pembeye boyamayı seçtiğini sorarken, neden pembeyi seçtiklerini sormayı düşünmüyor.
İzlediğim ilk dakikalarda sinirlendim.
'Evlenmekten başka hiçbir başarısı olmayan kadınlar işte!' Burun kıvırdım. Biraz daha izledim, 'Kocasının parasından başka hiçbir dayanağı olmayan kadınlar.' Burun kıvırdım.
Ertesi gün tekrar izlediğimde biraz yumuşamıştım. Ama onlara bu öğretildi. Üzüldüm. En sonunda, 'Onlar buna zorlandı!' sinirlendim.
Doğru cevap buydu. Evliliği kutsallığına, kocanın gerekliliğine, toplumun yargılarına ve gelin olmaya zorlanmış kadınlardı onlar."

KADIN OLMAK

Devam ediyor Betül izlenimlerini yazmaya: "Ellerinden her şeyleri alınmıştı. Kişilikleri, zevkleri, yetenekleri, eğitimleri, kimlikleri, varlıkları ataerkilliğe mal olmuş, onunla yoğrulmuş ve biçimlendirilmişti.
Her şeyleriyle hiyerarşinin hizmet sektörüydü o kadınlar. Hayır, tüm kadınlar. Kadın yaptığı yemekle hizmet ederdi, doldurduğu çayla ve temizlediği camlarla. Kadın namusuyla hizmet ederdi, yüksek sesle gülmezdi, sokakta tek başına gezmezdi, hiçbir erkekle arkadaşlık etmezdi. Kadın meta olarak hizmet ederdi, dövmeli kadın mı olurmuş, kadın dediğin biraz balıketi olurmuş, kısa saçlı kadın da kadın mıymış!
Kadın olmak, kadın olmaktır.
Ne gelin olmak, ne eş olmak, ne evlat olmak." Yerden göğe kadar haklı Betül.
Elbette gelin olacağız, evleneceğiz, eş ve anne olacağız ama önce kendimiz olacağız. Kendimizle övünüp hava atacağız, perdemiz veya halımız ya da çeyizimizle değil.
Ayrıca neyi yarıştırıyoruz? Zenginliği mi? Benim düğün salonum daha pahalıydı seninki değilmiş!
Görgüsüzlük yarışı mı bu? Neyi küçümsüyoruz? Zevkleri mi?
Son bir soru: En mükemmel eşyalarla donatılmış en gösterişli evde yaşamak veya en görkemli düğünü yapmak yetiyor mu mutlu olmaya? Görüyoruz işte yere göğe sığdırılamayan "güçlü erkek"lerin ibret verici halini bir diğer kanaldaki yarışmada. Her şeyi bildiklerini sanan ama hiçbir şey bilmedikleri ortaya çıkan eşleri. O da bir başka yazının konusu olsun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA