• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

İtirazım var!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05.09.2016, 00:00

İtirazım ekranlarda sergilenen cinsiyetçiliğin azalacağı yerde giderek tırmanmasına...
Hangisinden bahsedeyim. Dizilerden mi, yarışma veya evlenme programlarından mı? Tartışma programları da başka bir alem. Mesela darbeyi, terörü, siyaseti, ülkeyi, dünümüzü, bugünümüzü, geleceğimizi konuşuyoruz ve tartışıyoruz ama erkek erkeğe. Kadınlar nazar boncuğu misali, tek tük. Moderatörlerin/ sunucuların çoğu kadın diye kadın kontenjanı kullanılmış sayılıyor zahir.
Gazeteler farklı mı sanki. Geçenlerde bütün yazarlarını birinci sayfaya taşıyan bir gazeteye baktım da utandım kendi adıma.
Bir tane kadın köşe yazarı yok! Üstelik bu gazeteyi okuyanların çoğu da kadın.
Böyle çelişkiler çok bizim toplumda.
Her ne kadar okumuşyazmış, laik, modern, sosyalist veya liberal olsak da, yurt dışlarında eğitim görsek de söz konusu kadın-erkek ilişkileri veya kadın konusu olunca acayip cinsiyetçi oluyoruz. Baştan erkek tarafını tutuyor ve kadınlar istedikleri kadar ağızlarıyla kuş tutsalar da onları görmezden geliyoruz.

İKİNCİL/ÖTEKİ / DIŞLANAN

Türkiye'nin haline benzetiyorum kadınların halini hep. Baştan konumlanmış durumumuz, yerimiz. Ne kadar haklı olsak da hep haksızız. Hep ikincil durumdayız.
Hep ötekiyiz. Hep dışlananız.
Hep hatalıyız. Hep yanlış yapıyoruz. Kendimizi savunamıyoruz.
Savunma yapmamıza bile izin verilmiyor.
Biz ülkedeki kadın-erkek, genç-yaşlı, gecekonduda oturanın da yalılarda yaşayanların da büyük bir keyif ve merakla izlediği evlilik programlarına bakalım.
En çok itirazım da onlara zira.
Seyredenler bilirler, adaylar kriterlerini dile getirirler her fırsatta:
Şöyle kadın ya da erkek istiyorum diye. Kadınların kriterleri başta "beni sevsin/mutlu etsin/aldatmasın"dır ama ardından yakışıklılık ve elbette statü girer devreye. Ne kadar kazandığı önemlidir. Evi olup olmadığı, rahat yaşatıp yaşatamayacağıKendi başına rahat yaşayamıyor ya ille birilerinin onu koruması, kollaması, yönlendirmesi, yaşatması gerek.

ANLAMSIZ KRİTERLER

Erkeklerin kriterlerine gelinceÖncelikle güzel olacak. Bizim çoğunluk erkeklerin favorisi Adriana Lima. Onun gibi kadın istiyorlar.
Ama onun kapalı halini.
Yani evde kendileri için dekolte giyebilir ama sokakta asla!
Ya maazallah biri bakarsa! Hiçbir erkek kadınına bir erkeğin yiyecek gibi bakmasını istemezmiş.
Sanki kadınlar ister. Ayrıca o zaman sen de bakma!
Kadını kendi malı gibi görmeler. Bir maço havalar, kendini beğenmiş tavırlar, dev aynasında görmeler, bulunmaz Hint kumaşı sanmalar.
İlla ailemle birlikte oturacağız, demeler. Onlara hizmet edeceksin, demeler.
Köy kokulu/anne kokulu kadın istemeler.
Bana ne. Bize ne. Ama o kadınları küçümsemeleri var ya.
İşte orada deliriyorum. İtirazım da bu tavırlarına, bu söylemlerine stüdyodaki kadınların ses çıkarmamaları.
Hata onaylamaları.
Ses çıkaranların da gümbürtüye gitmeleri ve agresif/sevimsiz kadın sayılarak küçümsenmeleri.
Hadi onlar neyse. Ya sunucular veya uzman konukların hiç karşılık vermemelerine ne demeli? Verememelerine. Duymazlıktan gelmelerine. Konuyu geçiştirmelerine.
İtirazım buna işte.
Ülke olarak da bu küçümsenmeye itiraz etmiyor muyuz?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA