• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

İnat ederek eğitmeyin!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14.10.2016, 00:00

Günümüz gençlerinin kendileri itiraf ediyor, "Başta aşk olmak üzere her şeyi" çabuk tükettiklerini.
Hemen her şey istedikleri gibi olsun istiyorlar. Aşkı, ilişkiyi kendi istedikleri gibi yaşamak istiyorlar. Buraya kadar normal, çünkü hepimizin hayalleri ve beklentileri farklı olabilir. Ama aşk ve ilişki iki kişiyle yaşanır. Yani iki kişiliktir. Bizim aşktan veya sevgiliden beklentilerimiz karşımızdaki kişinin de beklentilerine uymalı ki beraberliği sürdürelim.
Diyelim ki ben çok kıskancım ve karşımdaki kişiye nefes aldırmıyorum ve her şeyine karışıyorum, o ise baskıya, sıkıntıya hiç gelemiyor. Ne olacak? Orta yerde buluşmazsak ilişki yürümez.
Buluşulmadığı için de yürümüyor.
Çünkü bugünün modası herkesin kendi istediğinin ön planda olması. Kendini önemsemek yanlış bir şey değil, bu köşede hep bunun öneminin altını çizdim ama kendini önemsemek, karşı tarafa kendi duygu ve düşüncesini empoze etmek ve onun üzerinde baskı kurmak demek değil. Sevgili veya eş sana uymuyorsa çeker gidersin. İlişkiyi bitirirsin.
Ama sevgili olmak için söz veriliyorsa, hele ki evlilik gibi bir sözleşme imzalanıyorsa, karşılıklı taviz vererek ortada buluşmak gerekecek. Buluşulmuyorsa da yollar ayrılacak.

İNATÇIYIM, İNATÇISIN, İNATÇIYIZ

Evlilik programlarının fenomen ilişkileri (her ne kadar kurmaca olsa da) sadece kendi duygularını önemsedikleri için bir dargın bir barışık sürüyor. Biri "Sosyal medya hesabın olmasın!" diyor, öteki "Sen bana karışamazsın!", biri "Ben çok sinirliyim, ben sinirlenince susacaksın, ayrıca ben erkeğim!" diyor, öteki "Ben de sinirliyim, sen de ben sinirlenince sus, ayrıca ne demek ben erkeğim!" karşılığını veriyor.
Geçen gün bir tartışmaya denk geldim.
Erkek 28 yaşında ama henüz çocuk! Üstelik tam bir şımarık çocuk. Zaten hala annesi tarafından yönetiliyor ve anne evliliğe onay vermediği için de sorunlar yaşanıyor.
Kız ise 22 yaşında ama erkekten daha mantıklı, zaten kadınlar her ne kadar duygusal olsalar da erkeklerden daha olgun davranıyorlar ama o da bir çocuk henüz. O da annesinin etkisinde.
Dolayısıyla birbirlerini çok sevdiklerini söyleyen iki gencin ilişkilerinde sorun yaşamalarının tek nedeni "anneleri". Ve tabii babaları. Babalar çocuk bakmak ve yetiştirmekle hiç ilgilenmedikleri ve bu çok önemli konuyu tamamen anneye bıraktıkları için suçlular. Anneler de doğru yaptıklarını zannederek aşırı korumacı davrandıkları ve çocuklarının kişisel gelişimini tamamlamalarına imkan vermedikleri için.

YANLIŞLAR VE DOĞRULAR

Ekranlarda işin doğrusunu en net ve çarpıcı şekilde anlatan uzmanlardan Dr. Zafer Akıncı geçen gün anne ve babaların yapığı önemli bir yanlışa değindi ve dedi ki: "Çocuklarınız söz dinlemiyor ve her şeye 'hayır' diyorsa, yani çok inatçıysa, onu siz inatçı yapıyorsunuz.
Çünkü onu "inat ederek" eğitiyorsunuz." Görüntüler eşliğinde örnekler verdi.
Çocuklar her söylenene itiraz ediyor. Büyümüş de küçülmüş halleri, şımarık şımarık cevapları ile büyüklere sevimli geliyorlar.
Büyükler de onların bu halleri hoşlarına gittiği için, inatlaşmayı sürdürüyorlar.
Böylece çocuğun bilinçaltında yaptığının doğru ve sevimli bir hareket olduğu duygusu yerleşiyor.
Hele ki anne-baba "Ben de küçükken böyle inatçıydım!" ya da "Aynen dayısı/halası" gibi cümleler kurarsa, onaylarsa bu inatlaşma kalıcı olmaya başlıyor. Çocuk bu hareketinin ilgi çektiğini, böylece daha çok sevildiğini düşünerek, her söylenene "hayır" demeye alışıyor.
"Bak şu jandarma" dendiğinde bile, "hayır jandaracağım" diyebilecek hale geliyor.
Öyleyse yapılması gereken şu:
Çocuğunuzla inatlaşmayın. Size karşı geldiğinde, size "hayır!" dediğinde dikkatini dağıtın ve ona seçenek sunun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA