• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Korona virüsü Türkiye ve dünya ekonomisi SEZER ALTAN

Korona virüsü Türkiye ve dünya ekonomisi

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22.04.2020, 00:00

Korona virüsü (Covid-19) oldukça bulaşıcı ve ölümcül olması nedeniyle tüm dünyada alarm zillerinin çalmasına, dünya ekonomilerinin çökmesine, yenidünya düzeninin ortaya çıkmasına sebep oldu. COVID-19 salgını dünya ekonomisini ciddi bir trübülansta yakaladı. Uluslararası kuruluşların ekonomik büyüme oranlarını geriye çektiği, dünyada borçluluk düzeyinin ciddi risk oluşturduğu, petrol fiyatlarının çakıldığı bir dönemde, salgın da küresel hale geldi.
Dolayısıyla dünyada 2020 yılı için öngörülen yüzde 3.5'lik milli gelir hızı hayal gözüküyor. Türkiye de bundan nasibini alacaktır. Krizler reel olmayan ekonomide çıkar, reel olan ekonomiyi vurur. Bu krizde ise tam tersi oldu. Başta Amerikan Merkez Bankası (FED) olmak üzere dünyanın önde gelen merkez bankaları faiz indirimleriyle birlikte 2008 krizinde olduğu gibi parasal genişleme kararı aldı.
Korona virüsünde (Covid-19) Türkiye ise önlemler konusunda dünyadaki en iyi performanslardan birini sergiledi. En baştan bu yana olay ciddiyetle ele alındı, önlemler hızlı bir şekilde hayata geçirildi.
Sonuç olarak da Türkiye virüsü şu ana denk kontrol altında tutmayı başardı.
Temel amacımız virüsün yayılmasını olabildiğince geciktirmek ve yavaşlatmak.


NEREYE KADAR?
Bizlere iktisat derslerinde ezberletilen neoliberalizmin, liberal kapitalizmin babası sayılan o adam, yani Adam Smith, 1776'da 'Toplumların Refahı'nı yazıp 'Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler!' buyurdu ve dillere pelesenk oldu.
Neoliberalizmin doruk noktası 1990'larda yaygınlaşan küreselleşmeyle yaşandı. Özelleştirmelerin çözüm olacağı, devletin üretimden çekilmesi, kontrol ve denetleme bile yapmaması gerektiği öğretildi.
Şimdi ise gelinen noktada ülkelerin milli değerlerinin elden çıkarılmaması gerektiğini, Covid-19 kapitalizmin beşiği ABD'ye bile öğretti. Sonuçta küresel krizden çıkılmaya başlandığı düşünülürken bu kez Covid-19 ile birlikte çok daha ağır tahribat yaratacak bir ekonomik krize daha girildi. Aslında girilen kriz Covid-19 pandemisinin değil neoliberalizm pandemisinin yarattığı bir krizdir.

MÜTHİŞ TALEP DARALMASI
Ekonomide dönem dönem daralmalar yaşanmaktadır, bu durumda bazı firmalar batmakta bazıları ise devlet korumasına alınmaktadır. Covid-19'un tüm Dünyada yaygınlığa kavuşması ile Türkiye ve Dünya çapında borsalarda çok ciddi kayıplar yaşandı. Dolar yükseldi. Petrolün fiyatı dramatik bir şekilde düştü. Finansal cephede yaşanan bu gelişmelerin arka planında ise reel ekonomiye dair kaygılarda ciddi bir artış yaşanması yatıyor. Alınan önlemler nedeniyle nüfusun önemli kesimi tüm üretim ve tüketim ağından çekildi, bu da tedarik tarafını aksattığı gibi, müthiş bir talep daralmasına da yol açmaktadır.
Bu virüs krizi Türkiye'de de yatırımların ertelenmesine, talebin azalmasına ve turizm gelirlerinin düşmesine neden oldu ve olacak. Öte yandan petrol ve doğalgaz fiyatlarında yaşanan gerileme, Türkiye'ye önemli ölçüde katkı sağlayacak. Yine, küresel lojistik ve tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmalar nedeniyle Türkiye, Çin'in boşalttığı alanı belirli ölçüde doldurma fırsatı yakalayacak. Önümüzdeki dönemde yükler daha da artacak, borçlar ve işsizlik yükselecek. Salgının olumsuz etkilerini azaltabilmek için daha kapsamlı politikalara ihtiyacımız bulunmaktadır.
Son söz: Korona krizini aşmanın reel ekonomideki yolu, tedarik zincirinin desteklenmesiyle mümkün olabilecektir.
Burada önemli husus şudur: Nasıl olur da çalışan nüfusu kademeli olarak üretime geri döndürebiliriz? Bunu planlamamız gerekmektedir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA