Cömertliğin böylesi

Karabük'te öyle bir maç izledik ki, FİFA bu maçın kasedini alıp tüm Dünya Ülkelerine, "Bir takım 15 dakikada yüzdeyüz 5 gol kaçırıp 3 topu direkten döndükten sonra nasıl yenik duruma düşer" diyerek ders olarak göndermeli.
Altınordu maça çok iyi başladı ama bir takım ancak bu kadar şanssız ve beceriksiz olabilirdi. Anıl, Alican ve Serdar Deliktaş'ın şutlarında golleri direkler önledi. Daha sonra Enes bomboş durumda yerde yatan kalecinin üzerinden topu ağlara aşırsa gençlerden kurulu Karabükspor'un inadı orada kırılacak belki de Altınordu farklı galibiyete rahatça gidecekti ama "Atamayan yer" kuralı işledi, Karabükspor ilk atağını golle sonuçlandırdı, takımın tek yaşlısı kaptan Yusuf'un golüyle 1-0 öne geçiverdi. Kaleci Erce'ye de bu yediği gol yakışmadı doğrusu.
DAHA SONRA TİYATRO
Karabükspor golü attıktan sonra sahada tam bir tiyatro vardı. Ev sahibi ekibin futbolcuları sakatlık bahanesiyle sürekli zaman geçirdiler.
Kenardaki top toplayıcıların Altınordu taç kullanmak isterken top vermemeleri de başka bir numara (!) idi. Ama herşey bir yana Altınordu'nun mutlaka kazanması gereken bir maçtı. Çünkü Karabükspor maddi yetersizlikten as futbolcularına lisans çıkaramamıştı ve altyapıdan gençlerle mücadele ediyordu. Altınordu ikinci yarıya mükemmel girdi, Enes henüz 46.saniyede beraberlik golüne adını yazdırdı ama maalesef sakatlanarak oyunu terketti. O'nun çıkışı çok kötü oldu, çünkü çok koşan, mücadele eden ve çaba gösteren ve skora giden oyuncuydu.
Altınordu Karabük'te büyük fırsat tepti. Bu takımı yenemiyorsan kimi yeneceksin ki.
Dileriz daha iyi olur da, Altınordu'nun, Karabükspor, Eskişehirspor gibi transfer kısıtlısı takımları yenmesi gerek ki ligde sağlam ve emin bir yer edinebilsin. Çünkü bunlar kenk takımları ve para bulurlarsa transferi açarlar, ligde başarılara ulaşmak güçleşir. Nitekim, Karabük Valisi ve Belediye Başkanı, yarınki olağanüstü kongrede yönetime kaynak temini için kolları sıvamışlar. Böyle Karabük'ü bir daha zor bulur Altınordu.