Altınordu'nun parolası elbette yeni yeni yıldızları Türk Futboluna kazandırmak, altyapıdan yetiştirdikleriyle tüm takımlara örnek olmak ama, "Değerini bulan satılır" parolası da, işin sıkıntılı yönü yani. O zaman Süper Lig'den sözetmek iddialı bir söylem. Erdoğan Yeşilyurt, Barış Alıcı, Berke Özer, Kerim Avcı, Mirkan Aydın, Fatih Atalay ve Serkan Göksu gibi geleceğin süperleriyle yollar ayrıldı.
KSK'den kaleci Erhan, Gazişehir'den Sinan ve Serdar, Konya'dan Ali, Bandırma'dan Deniz, Bolu'dan Sefa, A.Gücü'nden Enes, Manisa'dan Mehmet elbette yetenekli oyuncular ama bunlardan kısa zamanda randıman beklemek, yepyeni kurulan bir takımdan başarılı olmasını istemek olanaksız.
G.BİRLİ Ğİ SİNİRLİ
Dün geceki rakip Süper Lig'den düşen Gençlerbirliği'ydi. Kadrosunu tamamen koruduğu gibi, Nobre ve Selçuk Şahin gibi yaşı kemale ermiş olmasına rağmen hala futbolundan bal akıtan iki emektar ve de Lucas Claro, Sessegnon, Nobre ve Jailton 4 yabancıyla oynuyor başkent ekibi. A.Ordu hiç de beklenen futbolunu oynayamadı.
Evinde oynayan bir takım ilk atağı ilk yarının uzatma dakikasında gerçekleştirebiliyorsa açık konuşalım zirveden sözetmek garip olur. Tamam "illa ki kazanmalıydı" demeyelim de bu kadar baskı da yememeli, gençliğin verdiği dinamizm ve mücadeleyi gösterebilmeliydi. Devre arasında Hüseyin Eroğlu gerekli uyarıları yapmış olmalıydı ikinci devre durum Kenan'la eşitlendi ama gerisi gelmedi, iki defans hatası iki gol işi bitirdi. Gençlerbirliği baskılı oynadı, kornerler attı, bir topu direkten döndü, fırsatlar yakaladı değerlendiremedi. Bekir Yılmaz ve Nadir'le kazandığı goller Altınordu defansının ortak gafletiydi. Hiçbir takım geriden doldurulan topa bu kadar rahat kafa vurdurmaz. G.Birliği futbolcuları çok sinirli, hakemin her kararına itiraz ediyorlar.
11.dakikada Oğulcan'a kasdi tekme atan Alper Uludağ'ın göreceği kart sarı değil, kırmızı olmalıydı. Keskin sirke küpüne zarar.
Ramazan Keleş gibi bir hakem bulamazlar başka maçta.