Korkaklar arenası (!)

İflahım kesildi, günlerdir etrafımdakilerin sorularına yanıt vermekten! 'Kim, yenermiş- miş? Kızıyorum ama kaç gecedir aynı soruyu kendime soruyor ve analizlere girmekten, neredeyse sabahlar oluyor.
Beşiktaş tarafını ele aldığımda; müthiş bir kadroya sahip olmasına karşın hocanın, yorgunluktan dem vurmaya başlaması, hayli düşündürücüydü bence... Son zamanlarda, her ne hikmetse, 'korku!' girdi içine... Avrupa, yıllardır haftada iki maç oynuyor, şikayet etmiyor da, bizim bebeleri bozan ne o zaman?
F.Bahçe tarafına el attığımda zaten adamlar stat konusunda her zaman önde...
Bu mabedin Fenerli futbolculara apayrı 'doping' niteliğinde gaz veren 'uhrevi' bir etkileyici yönü var. Doğruya, doğru... Soru soranların anlayacağı üzere, yüzde altmış Fener derken, tribünlerin 'saygı' duruşuna yaptıkları saygısızlığa yürek burkup, dört gözle koyuldum, sözümona derbiye! İlk kırbeş boyunca, kendi kendime sorduğum soru şuydu; 'Hocalar mı korkak, yoksa futbolcular mı?' Böylesi bir karşılaşmada, her iki tarafın kalecilerinin omuzları çime hiç değmez de, köşelere giden bir top için, hiç mi bir 'vaaavv,!' çekmez o tribünler?
Önce ev sahibi Fenerbahçe, ardından kendini yerlere göklere koyamayan Beşiktaş'a baktığımda, orta alanda kısa paslaşmaların dışında, dişe-tırnağa dokunan ne var? Nerede, savunmacıların arkasına koşan bir hücumcu? Nerede, o gol pası atmayı düşünen orta alan?
Nerde kardeşim pozisyon, hani nerde?
Teknik adamların korkaklığı, futbolcuların üzerine sindiği, besbelli değil mi? Öyle ki; üç pasın ardarda gelmemesi... Sürekli fauller.
Oyun alanındaki alayının, hakemle bitmeyen muhabbetleri sonrası, 'Oynadığınız futbolun, taa içine tüküreyim(!)' lafı, doğaçlama çıkıverdi ağızımdan!
Sözümona derbi(!) Evet, üç pası bir araya getiremiyen ve takımlarına gem vuran korkak adamlar!!! Dün akşam çektirdiğiniz ızdırabın, taa içine eyi mi?