Beşiktaş nereye koşuyor?

Beşiktaş ligde ve Avrupa'da tarihinin en kötü başlangıcını yaşıyor... Geçen yazılarımda demiştim; Şenol hocadan sonra kim gelirse gelsin işi çok zor diye. Abdullah hoca inadından vazgeçmeli. "İlla bildiğim sistem" diye tutturdu, sonuç hüsran. Yanlışın neresinden dönülse kardır der eskilerimiz... Bir kere orta alanı hoca çok boş bıraktırıyor. Kanat oyuncuları bir türlü içe yakın olmuyor. Sistem başta Dorukhan ile Ljajic'i bitirdi. Verimsizlikleri katlandı. Başkanın istifası da kabusa döndürdü... Puan tablosundaki moral bozucu durum. Herşeyi kötü etkiliyor. Trabzonspor karşısında alınan hezimet, alarm zilinin tepe noktasıdır. Abdullah hoca inat etmesin, klasik sistem 4-4-2 de oynatsa biraz oyunculara moral verdirse galibiyet kendiliğinden gelir. Unutmasın ki, siyah-beyazlı taraftar, Abdullah hocadan daha çok seviyor Beşiktaş'ı!
GERÇEK TEKTİR
Takımlarımız Avrupa maçlarında başarısız sonuçlar alıyor. Olan ülkemiz puanlarına oluyor. Yabancılara kaptırılan milyon dövizlere rağmen başarı gelmiyor. On yılda bir genel başarılarla abartılı seviniyoruz. Kişiler parlatılıyor. O kadar! Sosyal medyada bir gerçek paylaşılmış; Galatasaray son 28 Avrupa kupası maçında 2 galibiyet almış. Başakşehir 14 maçta 3 galibiyet almış. Beşiktaş son 24 maçta 11 galibiyet almış. Fenerbahçe son 26 maçta 11 galibiyet almış. Yukarıdaki sonuçları okuyunca insanın aklına Fatih hocanın söyledikleri geliyor: Avrupa'da futbol sahada oynanıyor, masada değil. İşte, sakız gibi, bu sözü nereye çekerseniz çekin oraya uzuyor artık!
DEMOKLES'İN KILICI
Geçen sezon iki hakem. Şimdi de Suat Arslanboğa'ya düdükleri astırıldı... Aslında Beşiktaş ile M. Başakşehir maçında verdiği kararlar özellikle Adem Lajic'in kendisini itmesine kırmızıyı gösterememesi pozisyonunda içimden "Eyvah hoca kendisini yaktı" diye geçirmiştim. Hatalı düdükler çalabilir bir hakem. Ancak hakemler hem TFF'yi hem de Merkez Hakem Komitesi'ni temsil ediyorlar. Bir hakem saha içinde itilip kakılmaya başlıyor reaksiyon gösteremiyorsa kurumları da yakmış oluyordu. Rütbe indirimi Suat hocayı rencide ediyor ama TFF ile MHK'nın, diğer tüm sözleşmeli hakemlere de "ayağınızı denk alın" mesajıdır.
FUTBOLU YORUMLAYANLAR
İşimiz gereği spor kanallarını izliyoruz. Maç özetlerini, teknik adamların söylediklerini, kritik pozisyonları, ekrandaki yorumcuları dinliyoruz... Kendi adıma konuşayım; çoğunluğunu zaplıyorum! Futbolcu ve hakem emeklisi... Bayıyor artık... Mesleğini spor yazarı olarak sürdürenleri, artık ekranlarda göremiyoruz. Bilgisi kıt ama ağzı laf yapanlar sürüyle.. Yıllarca yeşil sahalarda top koşturmuş, düdük çalmışlar. Ancak her yaz güncellenen futbol kurallarından bi haberler! İçlerinde futbolculuğunu bile bilemediklerimiz, başarı kazanmamış ama karşımıza "spor uleması" diye yutturulmaya çalışılanlar var! Yahu stada gitmeden, maçın havasını, tribünü, futbolcuları, teknik adamları canlı izlemeden, neyin kritiğini yapacaksın stüdyodan? Stüdyodan sallamak kolay. Çok biliyorsanız; İnin sahaya da nasıl teknik adamlık, hakemlik yapılırmış gösterin! Gerçi benim yaşımdakiler hepsini görmüştü...