Milli ruh coşkusu

Yakın zamanda, Fatih Terimli Milli Takım herkesin hatırındadır. Kavgalar, gürültüler, gazeteci dövmeler, futbolcu kabadayılıkları, prim kavgaları. Millet Milli Takım'dan soğumuştu. Başarı sıfırdı, skandallar sürdü ama maaşlar tıkır tıkır ödendi! Lucescu geldi, takım galibiyete hasret kaldı, Ulusal Lig'de de küme düşmüştük. Rumen hocanın tek başarısı gençleri monte etmek oldu. Biz teşekkür edelim. O da milyon Avro maaşı cebe indirdi. Şenol Güneş hocamız yine yaptı yapacağını. Dünya Kupası'ndan sonra Avrupa Şampiyonası'na da götürüyor ülkemiz armasını ve bayrağını. Bildiğini okudu gençleri ve tecrübeli futbolcuları kurgulayarak, milli coşkuyu aşılayarak başardı yine. Millet onun aldığı parayı helal eder. İzlanda karşısında beraberlik yetiyordu, akılcı oynandı, zor takıma karşı İngiltere bileti cebe kondu. Şenol hocamızı, millilerimizi, emeği olan teknik ekibi ve federasyonu kutluyorum. İnşaallah aynı coşkuyu finallerde de yaşarız.
ÇAKIR GİBİSİ ÇIKMADI
Merkez Hakem Komitesi ve futbolseverler number one hakemimiz Cüneyt Çakır'a bir şey olmasın diye dua etmeye başlamalı! Beşiktaş-Denizlispor, Trabzonspor-Alanya, Göztepe- Y.Malatya maçında çalınan, çalınmayan düdükleri gördükçe ne diyeceğimizi bilemiyoruz artık. Mesela benim bin kilometre öteden gördüğüm kırmızı kartlık pozisyonlar nedense görülemedi! Sackey'in Diaby'ye müdahalesini sokaktan geçen yüz kişiye göstersek "kırmızı" derdi. Yankaya göremedi! İzmir'de kasap gibi davranarak Serdar'ın ayağından ayak-paça çıkarmaya çalışan Malatyalı Hadebe'ye hakem Arda Kardeşler "Çık dışarı" diyemedi. Trabzonspor karşılaşmasını yöneten Abdülkadir Bitigen'in yönetimine ne demeli? Artık her hafta hakemler maçın önüne geçecek inanılmaz hatalar yapıyor. VAR'dakiler ne yapıyor?
BİR VAR'MIŞ BİR YOKMUŞ
VAR uygulamasından bahsetmeyeceğim. Ülkemiz futbolunda antrenörün, teknik adamın değerinin ne olduğundan söz edeceğim. F. Karagümrük takımında bir ay içerisinde ilginç bir olay yaşandı. Futbolculuğunu bildiğimiz takım kaptanı Erkan Zengin, birden futbolcu- antrenör görevine getirildi. İşler iyi gidiyor gözükürken, Erkan Zengin'in antrenörlükten alındığı bilgisi geldi. Üstüne kaptanlığı gitti, yetmedi kulüpten de yollandı iyi mi? Açıkça belirteyim Türkiye Futbol Federasyonu statü ve çalışma esasına göre (değişmemişse) hiçbir futbolcu teknik adamlık lisansı olmadan antrenörlük yapamaz! F. Karagümrük kulübünde ne oldu ne bitti bilemiyorum. Ama işgüzarlığın sonunu görmüş olduk! Antrenörlerin derneği TÜFAD'dan ses çıktı mı?