Hafta arası bir haber gözüme çarptı. Ülkemizde maalesef FİFA tarafından eğitilmeyen, belgesi olmayanlar, kulüplerde cirit atıp menajerlik oynuyormuş! Bu kişilerden kulüp yöneticileri de bıkmış artık. Habere göre TFF yetkilileri, kulüp başkanlarının önerisiyle birlikte yeni sezonda yapılan transferlerde FIFA menajerlik belgesi olmayan kişilere transfer yaptıkları tespit edilirse yaptırım uygulanacakmış! Yıllardır şu yetki sorunu çözülemedi. Ülkemizde yetkisiz menajerler, antrenörler cirit atıyor! Kimse müdahale etmiyor. Zamanında o kadar sınava, seminere katılıp FİFA menajerlik belgeleri alanlara yazık değil mi? Aynı sorun antrenörler için de var. Yıllardır kurslara gidip para ödeyenler, eğitim alanlar ya iş bulamıyor ya da hiçbir belgesi olmayanları, dışarıdan izlemek zorunda kalıyorlar. Türkiye 1. , 2. Liglerde yedek kulübelerinde durması gereken Pro diplomalıların yerine kimlerin oturduğuna gene hiç değinmeyeceğim çünkü camiada herkes bunu biliyor! Kanayan yara durdurulamıyor, yazık...

BİR BAŞKAYIZ
Futbolda düşünce ve yapısal olarak bizden daha iyi olan Avrupalıların bakış açısı durumumuzu özetliyor aslında. Bakın Beşiktaş'ın yaşayan efsanelerinden golcü John Carew'in, Türkiye'deki futbol ortamı hakkındaki sözleri: "Ole Gunnar Solskjaer'in Türkiye'de yaşadığı baskı başka hiçbir yerde yok. Türkiye'de futbol oynamak ve Türk futbolunun bir parçası olmak gerçekten inanılmaz bir baskı demek." Yani Ole ile diğer yabancı, yerli teknik adamların işleri çok zor. Dedikleri ne kadar doğru. Dünya'da Avrupa'da futbol sadece bir eğlendirici oyun, bizde ise yenmek yenilmek, ya da şampiyon olmak ya da olmamak dünyanın sonu! Tribünler için deplasman yasağına sebep olanlardan tuttuğu takım dışındakilere forma bile görmeye tahammül edemeyen, yaşam hakkı tanımamaya çalışanlardan, her deplasmanı savaş alanına çevirenlerden, yöneticileri bir türlü rahat bırakmayanlardan kurtaramıyoruz futbolumuzu. Kulüp başkanları da A takımla uğraşırken, altyapıyı görmezden gelmeye devam ediyorlar. Ve maalesef yurtdışında doğan Türk kökenli futbolcuların peşinden gidilmeye devam ediliyor. Altyapıya önem verip yetiştirmemiz gerekirken. Yakın zamanda da düzelmez bu işler.

TRANSFER SAVAŞI
Lig öncesi transfer yarışı başladı... Her zaman ilk büyük transferi yapan Fenerbahçe nedense sessiz. Önceliği Galatasaray yaptı ve Bayern Münih'ten Leroy Sane'yi transfer etti. Bence de çok iyi transfer. Alman Kulübü'nde rotasyon oyuncusuydu. Sanırım istediği maaşı da vermediler. Arsenal'in de istediği söyleniyordu ki ne kadar doğru bilemem, tercihini Galatasaray'dan yana kullandı. Galatasaray 8 milyon, Fenerbahçe 11 milyon avro teklif etmiş diyorlardı! Ve şimdi de Bernardo Silva'ya kancayı atmış gözüküyor. Eğer Portekizliyi alabilirlerse Galatasaray geçen yıldan çok daha iyi kadro kurmuş olur tabi Osimhen'i ikna edebilirlerse!

MOURINHO KONUŞTURUYOR
Galatasaray şampiyon oldu ama hangi ekranı açarsanız açın en fazla konuşulan isim yine Mourinho ve Fenerbahçe... Nedense yorumcuların yüzde 80'i abartmıyorum Portekizli hoca gitsin diye ettikleri laflarla yırtınıyorlar adeta. Daha önce de belirtmiştim; ben Mourinho'yu başarısız bulmuyorum. Eğer Başkan Ali Koç'a istediği isimleri aldırabilirse, çok farklı oynayacak bir Fenerbahçe çıkaracıktır. Şimdi Galatasaray transferde çıtayı yükseltti. Sarı-lacivertli taraftarlar Başkan Ali Koç'u sıkıştırmaya başlayacaklardır. Ben Mourinho'nun istediği oyuncuların alınacağı düşüncesindeyim. Bakalım kulüplerin özel uçakları hangi transferler için kalkacak?
