Son dönemlerde takımların scoutları, buldukları futbolcularya kulüplerini başarıdan başarıya götürmekte önemli rol oynuyorlar. Avrupa'da böyle. Bize gelirsek, maalesef kulüplerimize gelen yabancı teknik adamın ayrı scout ekibi var, kulübün ekibi var, bir de menajerlerin ekibi var. Kimin gücü kime yeterse.. Üstüne yöneticilerin de burnunu soktukları durumlar var, futbolcu seçimlerinde. Buna bir örneği eski Beşiktaşlı oyuncu Oğıuzhan Özyakup vermiş geçenlerde. Kısaca dedikleri şöyle: "İsmini vermeyeceğim yeni bir oyuncu gelmişti. Necip ile birlikte antrenmanı izliyoruz, birbirimize baktık. 'Oğlum, bu nasıl geldi Beşiktaş'a' dedik. Öyle transferler geliyordu ki taraftar 'Ooo şu geldi, bu geldi. Yeni transfer' diyordu ama biz 'Bu nasıl geldi' diyorduk. O isimler de yarım dönem sonra ya da 1 sene sonra hiç oynamadan gidiyordu" Evet eski futbolcular bir takıma gelen oyuncunun ismine bakmadan, "gerekli" olup olmadığını anlayabilir. Diğer örnek Fenerbahçe. Başkan Ali Koç düşünün ne kadar ünlü futbolcular getirdi ama çok azı fayda verdi. Şampiyonluk hala gelmedi. Ülkemizde şu scout sistemini akıllıca götürmek gerek. Yoksa kulüplerin kasasından çıkan milyon Eurolara yazık.
GURBETÇİ YETENEKLER
Avrupa futbolunu çok iyi takip eden arkadaşlar var. Özellikle kulüplerimiz Juventus'taki Kenan yıldız gibi genç yetenekler arıyorsa şu isimlere bakabilir, naçizane tavsiyem; Deniz Emre (Bayern Münih U19), Baran Moğultay (Borussia Dortmund), Emirhan Demircan (Bayern Münih), Taylan Bulut (Schalke 04), Emre Tezgel (Stoke City), Tolgahan Şahin (Salzburg) ve daha niceleri... Gurbetçi oyuncuların en büyük artısı, altyapılarda çok iyi eğitim almış olmaları.
ÇİFTE KAVRULMUŞ
Galatasaray için mükemmel sezonun finaline az kaldı... Önce ligde, sonra da kupa finalinde Trabzonspor'a karşı üstün oyun oynayarak haklı galibiyetler aldılar. Türkiye Ziraat Kupası'nı kazandılar tebrikler... Bu maçlarda Osimhen'in katkısı çok büyük. Çünkü golleri atmasının yanı sıra sahadaki performansıyla arkadaşlarına itici güç oluyor. Bu da Galatasaray maç içerisinde oyundan koptuğu anlarda işleri onların lehine çeviriyor. İlk kupayı alan Galatasaray büyük ihtimalle Süper Lig'de şampiyon olup, ikinci kupayı da müzesine götürecek. Yani çifte kavrulmuş kupalı sezon desek yanlış değerlendirmiş olmayız. Bu arada Türkiye Ziraat Kupası'nı ilk maçlardan finale kadar muhabirleri, kameramanları, stüdyodaki yorumculara kadar çok başarılı şekilde takip edip, izleyicilere aktaran ATV ve A Spor'u tebrik ediyorum.
ERKEN BAŞLADIK
Sezon bitmeden transfer rüzgarları yalanları erken başladı... Özellikle menajerler Osimhen'in üzerinde oynuyor. Böyle bir performansla oynaması doğal olarak dikkatleri çekecektir. Ancak anlayamadığım, tapusu Napoli'deyken İtalyan kulübünün böyle bir futbolcuyu elinde tutmak istememesidir... Şimdi son haberlere göre Premier Lig ekiplerinden Manchester United ve Chealse, Osimhen için kapışmış. Yazılan rakamlar uçucu; kimi 60, kimi 90 milyon Euro diyor. Kim inanırsa artık! Ancak geçenlerde çıkan haber vardı; Juventus'un Nijeryalı oyuncuyu çok istediği iddiası. Sorulmuş Juventus Sportif Direktörü Cristiano Giuntoli'ye. Verdiği cevap; "Victor Osimhen'i istemiyoruz. Medya, baskı kurmak için böyle haberler yapıyor. Biz ilgilenmiyoruz" Kısaca haberi yaptıranlar menajerler! Duyumlara göre İstanbul'da Osimhen için Galatasaraylı yöneticiler üç ayrı ev tutacaklarmış. Büyük ihtimal Galatasaray'da kalacak!
