Göztepe, Çaykur Rizespor deplasmanında yalnızca üç puanı değil, belki de sezonun ruhunu kaybetti.
6-3'lük tarihi bir yenilgiyle Karadeniz'in dalgaları arasında savrulan sarı-kırmızılı ekip, adeta bir futbol fırtınasına yakalandı.
Goller Rize'de yağmur gibi yağdı.
Ne savunma kaldı, ne direnç. Bu tablo, yalnızca bir maç kaybı değil; bir kırılmanın, bir dağılmanın resmi. Geçtiğimiz hafta, "Avrupa hayali bu sezonluk bitti," demiştim. Kimileri erken pes etmekle, karamsarlıkla suçladı. Ancak Rizespor karşısında ortaya konan performans, bu sözleri doğrular nitelikteydi. Skor tabelası sadece sayıları değil, bir sezonun özeti gibiydi: dağınık, savruk ve yetersiz. Kaleci Arda Özçimen için ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Maalesef kalede adeta yokları oynadı. Bir kalecinin gününde olmaması mümkündür elbette, ama bu seviyede oynayan bir takımda "gününde olmama" lüksü bu kadar sık tekrarlanmamalı. Göztepe'nin savunma hattı ile kalecisi arasında büyük bir kopukluk vardı ve bu da Rizespor'un işini fazlasıyla kolaylaştırdı.
BENCE RESMEN BİTTİ
Bir takımın sezon boyunca kötü maçları olabilir, ama bu maç artık bir istisna değil, bir örnek haline geldi.
Sezonun başında çizilen umut dolu tablo artık yerini karanlık bir gerçekliğe bırakıyor. Teknik heyet, yönetim ve futbolcular bu çöküşü ciddi şekilde analiz etmek zorunda. Çünkü bu sadece bir skor değil; bir alarm, bir çan sesi. Göztepe camiası büyük bir camia.
Ancak büyük camialar, böyle gecelerin ardından ne yaptıklarıyla anılır. Şimdi önemli olan, bu enkazın altından kimlerin kalacağı ve kimlerin bu takım için gerçekten savaşmaya devam edeceğidir.
Sezon bitti mi? Bence resmen bitti. Geriye sadece formaliteler ve bir sonraki sezonun planlaması kaldı.
