Bayramınız mübarek olsun! Ne mutlu ki, oruç ayı gibi her anıyla manevi bir bayram olan ramazan ayını geride bıraktık. Ve işte şimdi de bayram yapıyoruz. Bayramlar, Allah (c.c.) tarafından insanlığa hediye edilmiş çok özel ve mübarek günlerdir.
Onun için bayramları itibarsızlaştıranlara ve 'bayram gelmiş neyime' gibi sözlere kulak vermemek gerekir.
Ramazan ayında nasıl ki oruçlarımızı tutup kulluk borcumuzu yerine getirdiysek, bayramımızı kutlamak ve gereği gibi davranmak da bir kulluk görevidir. Bayramlar birlik ve beraberlik demektir.
Bu günlerde yaşadığımız birlik, beraberlik ve dayanışma duygularını hayatımızın tamamına yaymalıyız. Nasıl ki bayramlarda büyüklerimizi, akrabalarımızı ziyaret edip büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperek sevgi ve saygı temelinde davranıyorsak yılın diğer günlerinde de bu güzel davranışlarımızı sürdürmeliyiz.
ALLAH 'IN İKRAMI
Ayrıca Ramazan Bayramı, 30 gün boyunca Allah rızası için tutulan oruçların ardından inşallah hepimizin ebedi kurtuluşuna vesile olacaktır. Yeter ki bizler bu günlerin kıymetini bilelim.
Bayramlar sevinç günleri olduğu için, özellikle bu bayram günlerinde hep güler yüzlü olmak durumundayız.
Güler yüzlü olabilmek içinse hiç kimse ile küs olmamak birinci şarttır. Ayrıca bugün neşe ve mutluluğumuzun ortaya çıkması gereken gün olduğu için, Müslüman'ın neşesini kaçıracak her türlü olaydan kaçınmak gerekir.
Dünyanın değişik coğrafyalarında kardeşlerimiz zulüm altında ve bu bayramı bizim gibi kutlayabilecek durumda değil. Ama buna rağmen Rabbimizin bize vermiş olduğu bayram ikramını kabul etmek durumundayız.
Rabbim, bu bayram gününü onlara da mübarek kılsın, kurtuluşları için vesile eylesin.
HELAL DAİRESİNDE
Bayram her şeyden önce bir ibadetle başlar. Güneş doğduktan sonra her il için belirlenen vakitte, şükür için, hamd için Allah'ın huzuruna durup secde ederiz. Kendimiz için ve tüm Müslümanlar için dua ederiz. Bayram namazı sonrası camilerimizden çıkışta bayramlaşmanın verdiği huzur ve mutluluk başkadır.
Çünkü orada kardeşlik birlik ve beraberlik duygusu vardır. Bu sevinç günlerinde bayramı bayram gibi yaşamak için Müslümanlar olarak elbette eğleneceğiz.
Ama bu eğlence tarzı heva ve hevese aldanmadan ve helal dairesinde olmalı.
Allah'ın emir ve yasaklarının dışına çıkmayan, nefsi kötülüğe sürüklemeyen bir şekilde olmalıdır.
Bu konuda Hz. Aişe validemiz (r.anha) şöyle buyurmuştur:
"Evimde Ensar'dan iki kız oyun oynayıp Buas günü Ensar'ın söylediği şarkıları söylerken (babam) Ebu Bekir (r.a.) evime geldi.
Bu kızlar şarkıcı değildi. Ebu Bekir: 'Allah'ın resulünün evinde şeytan çalgıları ha!' dedi. O gün bayram günü idi. Bunun üzerine Allah resulü (s.a.v.) şöyle buyurdu:"Ey Ebu Bekir! Her kavmin bir bayramı vardır. Bu da bizim bayramımızdır." (Muslim, Salatu'l I'deyn, H. No: 19638)
ÜÇ ÖNEMLİ SIR
Öte yandan, bizim Müslüman olarak bu bayram gününde neşemize neşe katacak geleneklerimizden biri de ikram ve ziyaretlerdir.
Nitekim, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) Müslümanlar arası kardeşliğin yaygınlaşması için bizlere üç önemli sır vermektedir.
Bu sırların birincisi aramızda selamı yaymak, diğeri ikramda bulunmak, bir diğeri ise akrabaları ziyaret etmektir. Şöyle buyurur Efendimiz: "Ey İnsanlar!
Selamı yayınız! Başkalarına yemek ikram ediniz!
Akrabalarınızı ziyaret edip koruyunuz! İnsanlar uyurken namaz kılınız! Böylelikle cennete selam ile girersiniz!" (İbn Mace, Kitabu'l Et'ime, H. No: 3374). Rabbimiz, "Ey iman edenler! Allah'a itaatsizlikten sakının ve doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin, günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve resulüne itaat ederse gerçekten büyük bir kazanç elde eder." (Ahzab suresi, 33:71-72) ayetiyle bize hem dünya hem de ahirette kazançlı çıkmanın formülünü bu şekilde veriyor. Bu vesile ile tekrar bayramınızı tebrik ediyor, bu bayram gününü hüzün içerisinde geçirmek durumunda olan kardeşlerimiz için bayramın kurtuluş müjdesi olmasını diliyorum.