Bugünlerde küçük esnafın ve küçük işletmelerin sıkıntı içerisinde olduğunu biliyoruz.
Anlı şanlı, kelli felli büyük firmalara sahip işadamları bir 'kriz' şarkısı tutturmuş gidiyor, küçük esnaf kan ağlıyor onun umurunda mı?
Yılbaşı turları için yurtdışı turlarda rezervasyonlar dolmuş.
Ama 'kriz var.' Yılbaşı kutlamaları için yurtiçi oteller ve eğlence mekanlarının rezervasyonları dolmuş. Ama 'kriz var.' AVM'lerde adım atacak yer kalmamış ama 'Kriz var.' Eğlence mekanları ağzına kadar dolu. Ama 'kriz var.' Yine krizden ve doların artışından dert yanan bir işadamıyla yaptığım sohbeti sizlerle paylaşmak istiyorum:
- Nasıl gidiyor işler.
- Ya sorma 'kriz var.'
- Arabanı yeni mi değiştirdin?
- Evet, geçen gün peşin bilmem kaç liraya aldım
- Yenge ile yılbaşında ne yapacaksın?
- Avrupa'ya gideceğiz
- İkinci yengeyi ne yapacaksın?
- Ona da sus payı olarak bilmem kaç liraya pırlanta tek taş yüzük aldım?
- Geçen gün arkadaşlarla eğlenceye gitmişsin kaç para hesap geldi?
- Ya sorma 10 Bin TL hesap ödedim ama değdi.
- Bizim esnaf arkadaşa şu borcunu ödeyebilecek misin?
- Aman kardeşim nasıl ödeyeyim 'Kriz var.'
- Peki, çalışanlara aylıklarını ödeyebiliyor musun? Yılbaşı ikramiyesi verecek misin?
- Yok, be kardeşim biliyorsun 'kriz var.'
- Eee bir sürü harcama yapmış, sosyal yaşantı harcamalarından eksilme yok bu nasıl kriz?
- Para benim değil mi ister eğlenirim, ister borcumu öderim. Nasıl olsa 'kriz var' bahanemiz var.
Asıl 'kriz' sen ve senin gibilerin beyninde deyip çayını bile içmeden sohbeti sonlandırdım.
Kriz bahanesinin ardına sığınanlar şunu bilin, olan küçük esnafa ve emekçilere oluyor.
Sizi kriz seviciler sizi.
100 DOLAR KASABAYI NASIL KURTARDI?
Riviera kıyısında küçük bir kasaba. Yaz sezonu, ancak yağmur yağıyor ve kasaba bomboş. Herkesin birbirine borcu var ve kredi ile yaşıyorlar. Şans eseri otele zengin bir Rus geliyor ve resepsiyona 100 dolar bırakıyor. Ancak odayı beğenmezse parasını alıp gideceğini söylüyor ve yukarı çıkıyor. Otel sahibi parayı alır almaz kasaba olan borcunu ödüyor. Kasap, 100 doları hemen alarak toptancıya olan borcunu vermeye gidiyor. Toptancı büyük bir sevinçle parayı alıp, kriz nedeniyle kredili hizmet veren hayat kadınına götürüyor.
Kadın parayı alıp aynı otele giderek oraya olan borcunu kapatıyor.
Ve o anda Rus müşteri odadan geri dönüyor, odayı beğenmediğini söyleyip 100 dolarını geri istiyor.
Parasını geri alan Rus müşteri, kasabayı terk ediyor. Rus müşterinin bu ziyaretinden somut olarak hiç para kazanan olmuyor. Ancak tüm kasaba borçlarından kurtuluyor.
Geleceğin yazarları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde
İzmir'in Buca ilçesi 30 Ağustos Ortaokulu öğrencileri, 30 Ağustos 30 Hikaye 30 Yazar isimli kitabı ile Külliye'ye gittiler.
Öğrenciler daha sonra öğretmenleriyle birlikte Anıtkabir'i ziyaret etti.
Okul Müdürü Ergun Dur, Külliye ziyaretiyle ilgili şunları söyledi; "Okumanın ve yazmanın önemini insanlarla paylaşırken Cumhurbaşkanlığımızın duyarlılık göstermesi, geleceğin yazarları öğrencilerimizi ve bu çalışmada emek veren öğretmenlerimizi memnun etti. Bu arada Cumhurbaşkanlığı talimatıyla ulaşımımızı sağlayan İzmir Valimiz Erol Ayyıldız'a da çok teşekkür ederiz."